İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık Hava kirliliği akciğer kanseri riskini arttırıyor

Hava kirliliği akciğer kanseri riskini arttırıyor

160
GÖSTERİM
3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Metropol şehirlerde yoğun trafik ve sanayinin yol açtığı hava kirliği akciğer kanserini tetiklerken kentsel dönüşüm kapsamında eski binaların yıkımına bağlı olarak ortaya çıkan kanserojen toz parçacıkları (asbest) akciğer zarı kanserine zemin hazırlıyor.

Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan, hava kirliliğinin artış göstermesi ile ortaya çıkan tehlikeye dikkat çekti. Doç. Dr. Demirhan, ”Hava kirliliği akciğer kanseri ve kronik akciğer hastalıklarının gelişiminde çok ciddi bir risk faktörüdür. Artık yaşadığımız her ortamın temizliği şüpheli hale gelmiştir. Metropol kentlerde bu daha da belirgin hale gelmekte hatta Anadolu’nun bazı il ve ilçelerinde de özellikle kış aylarında hava kirliliği artmaktadır” dedi.



“Önümüzdeki 20-50 yıl içinde akciğer zarı kanserinde artış olacak”

Asbeste bağlı gelişen en tehlikeli kanseri türlerinden ‘mezotelyoma’nın önümüzdeki yıllarda çok ciddi bir risk oluşturabileceğinin altını çizen Demirhan, ”Şu an yaşadığımız şehir olan İstanbul’da da yoğun trafik ve sanayinin yol açtığı hava kirliğinin yanı sıra kentsel dönüşümde eski binaların yıkımına bağlı ortaya olarak çıkan kanserojen toz parçacıklarının (bunlardan en sık olanı ve bilineni özellikle asbest) akciğer zarı kanseri ve akciğer kanseri riskini artırmaktadır. Akciğer zarı kanserinin (malign mezotelyoma) en önemli nedeni olan asbest, asbestin yoğun bulunduğu beyaz toprağın özellikle belli yörelerde sık kullanımından dolayı lokal (bölgesel) olarak rastlanmakta idi. Ancak günümüzde bu risk kente göçten dolayı azalmıştır. Yaşadığımız bu dönemde özellikle kentsel dönüşümden dolayı bu risk artık şehirlerde daha fazladır. Çünkü 2010 yılında asbest yasaklanmadan önce ısıya ve yıpranmaya dayanıklı asbestli maddelerin kullanımı çok yoğun idi. Bundan dolayı önümüzdeki son 20-50 yıl içinde akciğer zarı kanseri (malign mezotelyoma) hastalığında artış olacaktır. Bir diğer risk grubu da gemi işinde çalışanlardır” şeklinde konuştu.



“Yıkım işinde çalışanların kirli, tozlu havaya maruz kalmamalı sağlanmalı”

Kentsel dönüşüm kapsamında eski binaların yıkımı esnasında yetkililerin ciddi önlemler alması gerektiğine dikkat çeken Demirhan, “Burada yetkililere çok önemli iş düşmektedir. Kentsel dönüşümde yıkım esnasında gerekli tedbirleri maksimum düzeyde almalı. Başta yıkım işinde çalışanların kirli, tozlu havaya maruz kalmamalı sağlanmalı. Yıkımın olabildiğince havayı kirletmemesi için gereken özen gösterilmelidir” diye konuştu.



“Sporumuzu daha temiz alanlarda yapmalı ve saatlerine dikkat etmeliyiz”

Açık havada spor ya da sağlık için yürüyüş yapanlara çok ciddi uyarılarda bulunan Demirhan, ”Spor sağlıklı yaşamanın bir parçasıdır. Ancak sağlıklı olalım derken hava kirliliğinin yoğun olduğu trafik yoğunluğu olan yerlerde, kentsel dönüşümün yoğun olduğu yerlerde kanserojen maddelere maruz kalmamak için dikkat etmek gerekir. Bu ortamlarda spor yapmayı bırakın yaşamak bile tehlikeli hale gelmektedir. Evimizi değiştirme imkanımız her zaman olmamaktadır bu nedenle sporumuzu daha temiz alanlarda yapmalı ve saatlerine dikkat etmeliyiz. Sabah saatlerinde mümkünse ormanlık alanlarda yürüyüş yapmak gerekir. Hava durumuna da dikkat edilmesi gerekir. Rüzgar ve yağmurun olmadığı yüksek basınçlı havalarda kirlilik daha da fazla olmaktadır. Bu yüzden bu tarz havalarda açık havada spor yapmamaya dikkat etmek gerekir. Spor yaparken solumun kaslarımız maksimum kapasite ile çalışmaktadır bu nedenle ortamda bulunan hava ve bunun içindeki küçük partikülleri normalden daha fazla teneffüs eder ve akciğerimizin daha derinlerine doğru çekeriz. Bu yüzden sporumuzu daha temiz şartlarda yaparak vücudumuzun daha sağlıklı kalması için uygun saat, uygun hava, uygun konumda yapmamız gerekmektedir. Aksi takdirde sağlığımızı tehlikeye atarız. Sağlık için spor, hastalık için hava kirliliği birbirine zıt olan durumlardır. Hangisine daha fazla maruz kalırsak savaşı kazanan taraf o olur” dedi.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *