10-16 Nisan Kalp Sağlığı Haftası dolayısıyla kıymetli hocamız Kardiyolog Dr Emre Ertürk ile kalp sağlığı ile ilgili yanlış bilinen husuları konuştuk.
“KALP PROBLEMİNİZ VARSA YAVAŞLAMALISINIZ” Birçok kişiye kalp rahatsızlığı teşhisi konulduktan sonra yavaşlaması ve sakinleşmesi söylenir. YANLIŞ! Hareketsiz yaşam tarzı yavaş bir katildir. Fiziksel aktivite kalbi güçlendirir, kan akışını iyileştirir ve sağlıklı tutar.
“YÜKSEK KOLESTEROL VE YÜKSEK TANSİYON İLERİ YAŞLA BİRLİKTE GELİR” YANLIŞ! Kan basıncının yaşla birlikte yükselme eğiliminde olduğu kısmen doğru olsa da, yaşlı insanlarda kolesterol ve kan basıncının yükselmesinin nedeni bu değildir. Yaş ilerledikçe damarlar sertleşir ve sertleşir. Bu, kalbi daha fazla kan pompalamaya zorlar ve bunun sonucunda kan basıncı yükselir. Bununla birlikte, yüksek kolesterol riski çoğunlukla bireyin yaşam tarzına, diyetine ve zindeliğine bağlıdır.
“İLAÇ KULLANIYORSANIZ GÜVENDESİNİZ” YANLIŞ ! Yüksek kolesterol için ilaç almak sizi %100 korumaz. Statinler karaciğerde üretilen kolesterol miktarını düzenler ve böylece vücuttaki toplam kolesterol miktarını azaltır ve arterlerde birikme riskini azaltır. Bununla birlikte, önceki yağ yüklü diyetinize devam ederseniz, statinlerin pek bir faydası olmayacaktır.
“KALP PROBLEMİNİZ VARSA SADECE HAŞLANMIŞ YİYECEKLER YİYİN” Bir kişiye kalp rahatsızlığı teşhisi konduktan kısa bir süre sonra, sıfır yağ, baharat ve bazen daha az tuz içeren haşlanmış gıdalara geçmeleri önerilir. Bu tür yiyeceklerin arkasındaki fikir yağ tüketimini azaltmak iken, yağ tüketimini tamamen durdurmak kişi üzerinde başka olumsuz etkilere neden olabilir. Bir kişinin iştahını etkileyebilir ve ayrıca ruh hali değişimlerine yol açabilir.
Kalp sorunları başladıktan sonra doymuş yağ, kısmen hidrojene yağ ve trans yağ tüketimi durdurulmalı, ancak bitkisel yağlar gibi doymamış yağlar yenmelidir. Ayrıca haftada bir veya iki kez yağlı balık yiyebilirsiniz.
KÜÇÜK BİR KALP KRİZİ CİDDİ DEĞİLDİRKESİNLİKLE YANLIŞ. Her şeyden önce, bir kalp krizi asla küçük veya büyük olarak ölçülmemelidir. Ölçülmesi yanlış olan büyüklüğü ne olursa olsun, uygun tıbbi konsültasyon ile dikkatli bir şekilde ele alınması gerekir. Küçük bir kalp krizi fark edilmez, ancak zaten bir kalp rahatsızlığınız olduğuna dair büyük bir uyarıdır ve tedavi edilmezse daha ciddi ve yaşamı tehdit edici bir duruma dönüşebilir.
“DİYABET İLACI KALP VE DAMAR HASTALIKLARINDAN KORUYACAK” Diyabet ve kalp komplikasyonları, bazıları için uzak hastalıklar gibi görünse de birbirini takip eder. Diyabetin kalp hastalıklarıyla örtüşen birkaç risk faktörü vardır. Örneğin, yüksek tansiyon, obezite, hareketsiz yaşam tarzı ve sigara. Diyabet ilaçları kan şekerinizi kontrol altında tutup kalp hastalığı riskini azaltsa da sizi olumsuz kalp rahatsızlıklarından tamamen korumaz.
“AİLEMDE KALP KRİZİ VAR, NE OLURSA OLSUN ONU GEÇİRECEĞİM”
Kalp hastalıklarına genetik yatkınlık, bir kişiyi kardiyovasküler olaylara yatkın hale getirir, ancak bu, bu konuda hiçbir şey yapamayacağınız anlamına gelmez. Zamanında hekime başvurmak, fiziksel aktivitede bulunmak, sigarayı azaltmak, alkol tüketimini azaltmak, işlenmiş gıda ve trans yağ tüketimini azaltmak, mevsim sebze ve meyvelerini yemek, besinlerde sağlıklı yağ olması kişinin kalp sağlığını iyileştirir.
“40’I GEÇTİKTEN SONRA DÜZENLİ KALP KONTROLÜ YAPTIRMAYA BAŞLAYACAĞIM”
Bu, kalp hastalığını yaşla ilişkilendiren başka bir efsanedir. Amerikan Kalp Derneği, 20 yaşından itibaren kan kolesterol seviyesinin test edilmesini önermektedir . 20’li yaşların başından itibaren kalp taraması yaptırmak önemlidir. Çocuklarda lipit seviyelerini test etmek için, 9 yaşına geldiklerinde yaptırmaları tavsiye edilir. Ve yine, 17 ila 20 yaş grubu arasında tekrarlanması önerilir.
GÖĞÜS AĞRISI, KALP KRİZİNİN TEK UYARI İŞARETİDİR
Gerçek şu ki, göğüs ağrısı yaklaşmakta olan bir kalp krizinin en önemli uyarı işaretlerinden biri olsa da, dikkat edilmesi gereken başka belirtiler de vardır. Genellikle kalpten yayılan çene, boyun ve uzuvlardaki ağrı gibi belirtiler de bir uyarıdır.
Kalp hastalığına erken yakalandığında tedavi edilmesi daha kolaydır, bu nedenle herhangi bir belirti hissederseniz veya riskiniz konusunda endişeleriniz varsa doktorunuza söyleyin.