İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık Katarakt bir çok kişiyi tehdit ediyor

Katarakt bir çok kişiyi tehdit ediyor

1119
GÖSTERİM
3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr.İlker İncebıyık, katarakt rahatsızlığının bir çok kişiyi tehdit ettiğini söyledi.

Kataraktın ortalama 55-60 yaş civarındaki kişilerde görülen göz bebeğinin hemen arkasında yer alan lensin şeffaflığını yitirmesi olduğunu anlatan Op.Dr.İlker İncebıyık, “Halk dilinde göz perdesi veya aksu olarak nitelendirilir. Her yaşta oluşabilir, yaşlanmanın doğal bir sürecidir” dedi.

Yaşlılığın kataraktın en önemli sebebi olduğunu dile getiren Op.Dr.İlker İncebıyık, “Çocuklarda ise metabolik hastalıklar, akraba evliliği, anne karnında geçirilen hastalıklar, gebelikte ilaç kullanımı, mikrobik durumlar ve yaralanmalar etkili olur. Gençlerde katarakt sebepleri diyabet, romatizmal hastalıklar, uzun süreli kortizonlu ilaç kullanımı, uyuşturucular ve göz yaralanmalarıdır” diye konuştu.

Kataraktın belirtilerini; Renklerde soluklaşma ve sararma, başlangıç seviyesinde araba farlarından şiddeti artan bir şekilde rahatsız olma, alacakaranlıkta ve sisli havalarda detayları görememe, ileri evrelerde buğulanmış bir camın arkasından bakıyormuş gibi hissetme, gözlük camının sık değişmesi, ışığa karşı hassasiyet, göz kamaşması olarak sıralayan Op.Dr.İlker İncebıyık, “Katarakt sanılanın aksine gözde ağrı ve kızarıklık yapmaz. Katarakt tanısı göz hekiminin yaptığı biomikroskobik muayene ile konulur. Katarakt bulguları lensin su tutulması, lensin şişmesi, matlaşması ve renk değiştirerek sarı -gri halini almasıdır.

Kataraktın tek tedavisi ameliyat ile saydamlığını yitirmiş lensin alınması ve yerine saydam bir göz merceği yerleştirilmesidir. Katarakt ilaç veya gözlük ile tedavi edilemez.

Katarakt ameliyatında en yaygın kullanılan yöntem, halk arasında lazer cerrahisi olarak bilinen fakoemülsifikasyon yöntemidir. Bu operasyonla sertleşmiş katarak kırılıp, temizlenerek yerine göz içi mercek yerleştirilmektedir. Operasyon 2 mm’den küçük bir kesiden yapılmaktadır.

Narkozsuz, dikişsiz bir ameliyattır. Hasta ameliyat sırasında ağrı hissetmez ve aynı gün evine dönebilmektedir” dedi.

Op.Dr.İlker İncebıyık, görme bozukluğunun kişinin günlük yaşamını aksatacak kadar ilerlediğinde katarakt ameliyatı yapılması gerektiğini ifade ederek, “Geç yapılan cerrahiler zorlaşır ve ameliyatın riski artar. Çok beklemiş kataraktların çekirdekleri sertleşeceği ve bağları gevşeyebileceği için ameliyat işlemini zorlaştırabilirler.

Ameliyat sonrası göz üzerine kapama bandajı yapıştırılır ve hastaya istirahat etmesi söylenir ve damla reçete edilerek taburcu edilir.

Operasyon sonrasındaki 1. gün, 1. Hafta ve 1. ayda hasta kontrollere gelir.

Hasta ameliyattan en fazla 3 gün sonra günlük yaşamına dönebilmektedir

Katarakt ameliyattan sonra tekrarlamaz. Lakin merceğin içine konulan zarın arka kısmında beyazlaşma (halk arasında kireçlenme de denir) olabilir. Bu durum lazerle poliklinik ortamında kolayca tedavi edilebilir.”
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *