İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık Korku, kaygı, baskı ve stres kekemeliği tetikliyor

Korku, kaygı, baskı ve stres kekemeliği tetikliyor

1848
GÖSTERİM
3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Psikolog Müjde Yahşi, çocuklarda korku, kaygı, baskı ve stresin kekemeliği tetiklediğini söyledi. Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi, “Kekeleme konuşma akışında tutukluk yaşama, bir kelimeyi ya da bir sesi tekrarlayarak duraklama, sesi uzatarak konuşma halidir ve bir konuşma bozukluğudur. Fakat her kekeleme bir konuşma bozukluğu değildir. Zira dil gelişiminin hızlandığı dönem olan 2 ile 4 yaş arasında, çocuk aynı anda birçok şey düşünür, düşündüğü her şeyi o anda dile dökmek ister. Bu dönemde çocuk yavaş dönen gerçek dünyada değil zihnindeki hızlı dönen hayallerde yaşar ve yetersiz kelime dağarcığı yüzünden düşüncelerini kelimelerle ifade etmekte zorlanır. Bu sebeple diyebiliriz ki; konuşmaya yeni başlayan 2-4 yaşları arasındaki çocuklarda düşünce hızı konuşma hızından öndedir dolayısıyla bu çocuklar cümlelerinde duraklama ve yineleme yapabilir” dedi. Her ne kadar çocuğun yaşadığı bu durumun kekeleme gibi görülse de aslında bunun, gelişimsel takılmalar olduğunu kaydeden Psikolog Yahşi, “Aileler çocuğunun bu tip bir kekemeliği ile karşı karşıya kalmışsa endişe duymaya gerek yoktur çünkü gelişimsel takılmalar, doğru anne baba tutumuyla çoğunlukla geçicidir. Çocuk kekeleme ya da takılmalar yaşadığı an; dikkati konuşmasına çekilmezse, doğru telaffuz yapması konusunda baskı yapılmazsa ve alay edilmeye maruz kalmazsa bu dönem en geç 7 yaş gibi, akıcı konuşmayla tamamlanabilir. Kekemeliğin ortaya çıkmasında kalıtım önemli rol oynar ve dolayısıyla kalıtımsal yakınlığı olan bir çocuğun psikolojik sebeplerden etkilenmesi yüksek olasılıktır. Çocuklarda kaygı, stres, baskı kekemeliği başlatan psikolojik sebeplerdir. Yeni doğan bir kardeş, eşlerin boşanması, aile yakınlarından bir kayıp ya da geçirilen bir travma kekemeliği kolaylıkla başlatabilir. Baskıcı aile tutumları ile büyüyen çocuklarda ve özellikle erkek çocuklarda kekemelik görülme sıklığı fazladır. Ailenin kekeme çocuk ile alay etmesi, akıcı konuşmaya zorlaması ve kekelediğini çocuğa duyurması yapılan en büyük hatalardandır. Bu yaklaşımlar çocuğu daha fazla strese sokacak ve çocuğun konuşmasını zorlaştıracaktır” diye konuştu. Kekemeliği ortaya çıkaran önemli diğer psikolojik sebeplerin ani şok, duygusal gerginlik ve en çok da çocuğun yaşadığı korku olduğunu ifade eden Psikolog Yahşi, “Örneğin bir çocuğun köpeğin saldırısına uğraması, okulun tuvaletinde unutulması, bozulan asansörde yalnız kalması, ebeveyni tarafından ihmal ve istismara uğraması ya da öğretmeni tarafından cezalandırılması birer psikolojik sebeptir. Evde ailesi ile zorluk çekmeden konuşabilen kekeme çocuk; kalabalık bir ortama girdiğinde, toplum karşısına çıktığında ya da yabancı bir kişi ile konuştuğunda kekelemesi artabilir. Kekeme çocuklar duygularını, akıcı konuşan çocuklardan çok daha yoğun yaşar. Onların yaşadığı heyecan, sevinç ve hayret duyguları dahi konuşmalarını etkileyebilir. Çocuğunda kekemelik olduğunu fark eden aileler çocuklarına karşı daha hassas yaklaşmalıdır. Yaklaşık 3-6 aydır görülen özellikle 7 yaş sonrası devam eden kekemeliklerde aileler muhakkak klinik psikolog ile birlikte dil ve konuşma terapistine başvurmalıdır” açıklamalarında bulundu.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *