İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık 'Koronavirüs korkusu kaygıyı tetikliyor'

'Koronavirüs korkusu kaygıyı tetikliyor'

1938
GÖSTERİM
4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Sarıyer Belediyesi Aile Danışma Merkezi (SADEM) pandemi sürecinin ardından yeniden hizmet vermeye başladı. Koronavirüs ile mücadele kapsamında, gerekli önlemlerin alındığı merkezde, uzman klinik psikologları tarafından vatandaşlara ücretsiz danışmanlık hizmeti veriliyor. Görevli psikologlar pandemi süresince en çok kaygı bozukluğu nedeniyle başvuru aldıklarını söylüyor.

Sarıyer Belediyesi’nin birey ve ailelere yönelik danışmanlık desteği verdiği Sarıyer Aile Danışma Merkezi (SADEM) pandemi sürecinin ardından tekrar hizmete başladı. Karantina döneminde seansların telefonla yapıldığı merkezde uzman klinik psikologlar tarafından ücretsiz olarak yetişkin, aile, evlilik/ çift, çocuk ve ergen terapisi veriliyor. Koronavirüs ile mücadele çalışmaları kapsamında, düzenli olarak dezenfekte edilen merkezde, görüşmeler sosyal mesafe kuralına uygun olarak yapılıyor. Aile danışma merkezinde görev yapan psikologlar Ezgi Kahvecioğlu ve Şükriye Bayram, pandemi sürecinde en fazla kaygı şikayeti nedeniyle başvuru aldıklarını söylüyor.

EN FAZLA ŞİKÂYET KAYGIDAN

SADEM’de psikolog olarak görev yapanEzgi Kahvecioğlu, pandemi sürecinde online yapılan görüşmelerin ardından 1 Haziran’da yüz yüze görüşmelere başladıklarını belirterek, “Bu süreçte danışanlar daha çok kaygı ile ilgili şikayetlerle bizlere başvuruyor. Özellikle işlerinden çıkarılan kişiler daha çok gelecekle alakalı ya da maddi kaygı duyuyor. Sosyal hayatın kısıtlanmasıyla birlikte önceki rutinlerini yani yürüyüşlerini, sporlarını, hobilerini devam ettiremedikleri için evde sürekli kapalı kalmalarından dolayı bir kaygı ve stres bozukluğu gözlemledim. Annelerle görüşmelerimiz sonucunda ergenlik dönemindeki çocuklarla ilgili sürekli evde bir arada oldukları için düzenini devam ettirme konusunda sıkıntı yaşadıklarını gördüm. Özellikle aile içi iletişimsizlikler, sorumluluklarını yerine getiremedikleri için bundan kaynaklı problemlerden şikayetçi oldular. Daha önce var olan aile içi şiddetin bazı ailelerde daha fazla arttığını da gördüm. Aslında bu süreçte birbirlerini anlamaları, dinlemeleri için birbirlerine daha fazla zaman ayırmaları ve anlaşmazlığa neden olan konuları çözmelerini önerdim. Çok olumlu geri dönüşler de aldık. Daha önce günlük hayattaki koşuşturmalar sebebiyle birbirine vakit ayıramayan aile bireylerinin birlikte zaman geçirmeyi öğrendiklerini gözlemledim. Daha güzel bir şekilde birbirleriyle iletişim kurabildiklerini gördük ” dedi.

YENİ HOBİLER EDİNİN

Vatandaşlar “Boğazım mı ağrıyor?”, “Ateşim mi çıktı?” gibi düşüncelerle kendini dinlerken, bu kaygı döngüsü zamanla kişiyi gerçekten bu şikâyetleri yaşadığına inandırabiliyor. Son zamanlarda ortaya çıkan yalancı koronavirüs durumuna da değinen Kahvecioğlu, “Bu süreçte bir şekilde hayatlarımızı devam ettirmek zorundayız. Fakat tehlikeli bir durum var ki o da bazı kişilerin virüs bitmiş gibi rahat davranmaları. Duyarlı kişiler, diğer kişileri gördüğünde kaygı artışı yaşayabiliyor. Panik duygusuyla hareket etmek yerine, daha sakin ve bilinçli bir şekilde hastalığa karşı “uzmanlar tarafından önerilen” gerekli tüm önlemler alınmalıdır. Bununla birlikte belirtilerin gribal enfeksiyonlarla benzeşmesi nedeniyle kendilerini korona sanıp kaygı artışı yaşayabiliyorlar. Bununla baş etmek için kaygımızı olması gereken seviyede tutup almamız gereken tedbirleri alarak hayatımıza normal bir şekilde devam ettirmeliyiz. Hobilerimizle ilgilenebilir, yeni hobiler edinebiliriz. Biz, Sarıyer Belediyesi Aile Danışma Merkezi olarak dışarıda çok pahalı ücretlere verilen bu hizmetleri burada halkımıza ücretsiz olarak veriyoruz. Hayatımızdaki durumlarla her zaman baş edemeyebiliriz. Bu nedenle lütfen bizlere gelmekten çekinmesinler “ diye konuştu.

DESTEK ALMAKTAN ÇEKİNMEYİN

Merkezde gören yapan bir diğer psikolog Şükriye Bayram ise pandemi sürecinde insanlarda panik ve telaş hali oluştuğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Koronavirüs öncesinde de danışanlarımız oldukça yoğundu fakat koranadan sonra insanlarda bir panik ve telaş hali ortaya çıktığı için bu sayı daha da arttı. Bu nedenle alo psikolog hattı kuruldu. İhtiyacı olanlar, bu süreçte zorluk yaşayanlar telefondan danışmanlık hizmeti aldı. Aynı zamanda kendi danışanlarımızı da düzenli olarak arayarak durumlarını kontrol ettik. Bu süreçte gördüğümüz tablo bize kaygının çok yoğun olduğunu gösterdi. Özellikle anne ve babalar bu süreçte en çok kaygı yaşayan kesimler oldu. Çocuklar ise online dersler aracılığıyla okuldaymış gibi ders işledikleri için bu süreci daha rahat geçirdiler ta ki yaz dönemine kadar. Yaz döneminde artık çocuklar da sıkılmaya başladı. Bu süreç daha bitmedi. Zaman zaman hepimiz kaygılı, korkulu durumlardan geçebiliriz ve bununla baş etmek için destek almamız çok doğal.  Bu nedenle bizlerden yardım istemekten kesinlikle çekinmeyin.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *