Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Sipahi, dünyada ve Türkiye’de gittikçe yaygınlaşan kronik böbrek hastalığının sinsi bir hastalık olduğuna dikkat çekti.
Dünyada görülme sıklığı hızla artan kronik böbrek hastalığı küresel bir salgın haline dönüşmekte. Dünyada bilinen hastalıkların ’unu kronik böbrek yetmezliği oluşturmakta. Ülkemizde de son yıllarda kronik böbrek rahatsızlığı hastalarının sayısında artış var. Türk Nefroloji Derneği’nin gerçekleştirdiği CREDIT çalışması, ülkemizde her 7 kişiden birinin kronik böbrek hastası olduğunu ortaya koyuyor.
SAÜ Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Sipahi, kronik böbrek yetmezliğinin oldukça sinsi ilerleyen bir hastalık olduğunu belirtirken, başlangıç evresinde başka hastalıkları taklit edebileceğine dikkat çekiyor. Nefroloji bölümüne hastaların değişik kliniklerden geldiğini kaydeden Doç. Dr. Sipahi, “Hastanın tansiyonu yüksektir, dahiliye ve kardiyoloji kliniklerinde tetkik edilir, sonra anlaşılır ki altta yatan neden, aslında böbrek yetmezliği. Veya hasta, şeker hastalığı dolayısıyla yıllarca endokrin servisinde takip edilir, sonra bakılır ki bu durum hastada böbrek hasarı yapmış. Ya da hasta enfeksiyondan takip edilirken böbrek rahatsızlığı söz konusu olur” şeklinde konuştu.
Şeker ve hipertansiyon en önemli nedenler
böbrek rahatsızlığının en önemli nedeninin Şeker hastalığı olduğunu kaydeden Sipahi, ikinci önemli nedenin de hipertansiyon olduğunu, şeker ve tansiyon hastalıklarının, damar sistemine zarar vererek böbreklerde bozulmaya yol açtığını belirtti. Kronik böbrek yetmezliği saptandığında, altta yatan nedenlerin de tedavi edildiğini anlatan Sipahi, erken teşhisin rahatsızlığın tedavisinde çok önemli olduğunu ifade etti. Sipahi şunları söyledi: “Hastalar şuna dikkat etmeli; ailelerinde böbrek hastalığı varsa daha erken gelip control yaptırmalılar. Öte yandan 30’lu yaşlardan sonra çok dikkat edilmeli ve 40 yaşından sonra da herkes rutin check-up yaptırmalı.”
Tuzdan fakir beslenmeli
Böbrek hastalığından korunmak için tuzdan fakir beslenilmesi gerektiğinin altını çizen Sipahi, “Tuzsuz beslenilmeli. İdeal ağırlğa yakın bir kiloda hareketli yaşam sürmeli ve bolca su tüketilmeli. Örneğin 70 kiloluk bir insanın 2 litre civarı bir sıvı ihtiyacı vardır. Bunun bir bölümü yemeklerle giderilir. Dolayısıyla günde 1,5 litre ortalama su tüketilmelidir. Vücut çok akıllı bir organizmadır. Susuzluk hissettiği anda bunu size yansıtır ve o miktarda su almanızı sağlar” diye konuştu.
Kronik böbrek yetmezliği hastalarının böbrek çalışma durumlarının, belirli bir seviyenin altına düştüğü zaman destek verilmesi gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Sipahi şunları kaydetti:
“Böbrek rahatsızlığı ilerlemiş hastaların renal replasman tedavileri dediğimiz tedaviye ihtiyaçları vardır. Renal replasman tedavileri, hemodiyaliz ve böbrek nakli. Türkiye’de 60 binin üzerinde renal replasman tedavisine ihtiyacı olan hasta var. Bunun devlete maliyeti genel sağlık giderlerinin yüzde 5’i gibi bir rakam. Teorik olarak her kronik böbrek yetmezliği hastasının birer böbrek nakli adayı oduğunu söylemek mümkün, ama gerçekte nakil bekleyen hastaların yüzde 10 ila 20’si ideal böbrek alıcısı konumunda oluyor; gerek yaş, gerek taşıdıkları ek hastalıklar itibariyle ve gerekse uygun nakil bulmaları itibariyle.”
Yoğun bakımda hasta diyalizi
SAÜ Tıp Fakültesi Nefroloji kliniğinin tam donanımlı bir şekilde hizmet verdiğinin altını çizen Doç. Dr. Savaş Sipahi, klinik olarak sundukları hizmetlerle ilgili şu bilgileri verdi:
“Birincisi hastaların takibinin yapılması için bir kliniğimiz var. İkincisi bizim bir hemodiyaliz ünitemiz var. Bu unitede 45 kadar kronik hastamız var ve yaklaşık 500 seans yapıyoruz. Ayrıca Sakarya ili genelindeki sorunlu hastalara, yeni tanı böbrek yetmezliği hastalarına ve bazen de çevre illerdeki acil hastalara hizmet veriyoruz. Periton diyalizi dediğimiz ve hastanın kendi kendini diyaliz edebildiği bir tedavi yöntemi var. Bu yöntemin uygulandığı 25-30 takipli hastamız var. Öte yandan böbrek nakli yapılmış hastaların takip edildiği organ nakli polikliniğimiz var. Yine, Sakarya’da ilk kez olarak yoğun bakımda hasta diyalizi yapıyoruz.”
Evde Hemodiyaliz
Sakarya’da ilk kez, Türkiye’de sayılı bölgede uygulanan evde hemodiyaliz uygulamasını başlattığını anlatan Doç. Dr. Sipahi, bu uygulamanın hastaların yaşam kalitesini yüksellttiğini ifade etti. Türkiye çapında 300 kadar hastanın evde hemodiyaliz yöntemini uyguladığı bilgisini veren Sipahi “Sakarya’da evde hemodiyaliz hizmeti alan 4 hasta var. Evde hemodiyaliz alan hastalar biraz istekli olmalı, cesur olmalı. Kendine iğne batırabilmeli. Belirli bir entellektüel düzeye sahip olmalı. Ev koşullarının da uygun olması gerekiyor. Evde hemodiyaliz, hastaların daha mutlu olduğu bir yöntem” şeklinde konuştu.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *