İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık Meme kanseri tedavisi gören hastalarda lenfödem tehlikesi

Meme kanseri tedavisi gören hastalarda lenfödem tehlikesi

678
GÖSTERİM
4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Meme kanseri tedavisi gören hastalarda ortaya çıkabilen ve insanların kollarını kullanamayacak kadar etkilenmesine neden olan lenfödem hakkında bilgiler veren Kanser Rehabilitasyon ve Lenfödem Tedavisi Uzmanı Doç. Dr. Mehtap Bozkurt, “Lenfödem, meme kanseri tedavisi sonrasında kadınların ortalama yüzde 20-40’ında ortaya çıkabilir” dedi.

VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Mehtap Bozkurt, meme kanseri tedavisi sonrasında hastalarda görülmeye başlayan ve lenfödem olarak adlandırılan şişlikler hakkında önemli bilgiler aktardı. Lenfödemin meme kanseri cerrahisi, kemoterapi ve radyoterapisi sonrası kısa bir süre sonra ya da yıllar sonra el, kol, koltuk altı, göğüs ön duvarı veya meme bölgesi civarında ortaya çıkan ödem ve şişme ile kendini gösterdiğini ifade eden Doç. Dr. Bozkurt, lenfödemin insanların yaşamlarını ciddi olarak etkilediğini ifade etti. Doç. Dr. Bozkurt, lenfödemin tedavisinde erken tanının önemli olduğunu vurguladı. Kolun bir kısmının veya tamamının şişmesi, ağırlık veya sıkılık hissi, eklem hareketlerinde kısıtlılık, ağrı veya rahatsızlık hissi, tekrarlayan enfeksiyonlar, ciltte kuruma, derinin sertleşmesi ve kalınlaşması gibi belirtilerle karşı karşıya kalan hastaların hekimlere başvurması gerektiğini aktaran Doç. Dr. Bozkurt, geç kalınması durumunda tedavinin de zorlaştığını dile getirdi.

"

"Lenfödem meme kanseri tedavisi sonrasında kadınların yüzde 20 -40’ında ortaya çıkabilir”

Ameliyat olmayan ancak radyoterapiye maruz kalan hastalarda da lenfödemin görülebileceğini belirten Doç. Dr. Bozkurt, “Erken evrede saptandığında meme kanserinde 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 96 seviyelerine çıkabilmektedir. Ancak bu hastalar meme kanserinde çok başarılı sonuçlar alınan cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi gibi tedaviler sonrasında karşımıza lenfödem tablosu ile gelebilmektedirler. Lenfödem, meme kanseri sonrası hayatta kalanların yaşam kalitelerini doğrudan ve ciddi anlamda etkileyen bir problemdir. Meme kanseri tedavisi sonrasında kadınların ortalama yüzde 20-40’ında ortaya çıkabilir, yaşla birlikte bu oran artmaktadır. Meme kanser cerrahisi sırasında, kanserli bölge alınırken koltuk altı lenf nodülleri de alınıyor. Ayrıca cerrahi yapılmamış hastalarda da alınan radyoterapiye bağlı lenf nodüllerinin ve damarlarının çalışması bozulup lenfödeme neden olabiliyor” dedi.



“Lenfödem zaman içerisinde giderek kötüleşir”

Koltuk altı lenf bezlerinin çıkartılması, radyoterapi, kemoterapi, fazla kilo, obezite, ameliyatla aynı taraftaki kol, el veya üst vücudu etkileyen enfeksiyon veya yaralanmanın lenfödem oluşmasında risk faktörleri olduğunu belirten Doç. Dr. Bozkurt, “Parmaklar da dahil olmak üzere kolun bir kısmının veya tamamının şişmesi, bir ağırlık veya sıkılık hissi, eklem hareketlerinde kısıtlılık, ağrı veya rahatsızlık hissi, tekrarlayan enfeksiyonlar, ciltte kuruma, derinin sertleşmesi ve kalınlaşması gibi belirtileri vardır. Meme kanserinden sonra lenfödem oluşup oluşmayacağını önceden bilmenin bir yolu maalesef yoktur. Ancak bu konuda yeterince bilgilenir ve farkındalığınız oluşursa, olası risk faktörlerini azaltıp erken dönem belirtileri oluşur oluşmaz doktorunuza başvurabilirsiniz. Tedavi edilmeyen lenfödem zaman içerisinde giderek kötüleşir ve hasta o uzvunu günlük yaşamı aktiviteleri için kullanamaz hale gelir” diye konuştu.



“Lenfödemli bölgede enfeksiyon gelişme riski yüksektir”

Lenfödemde erken teşhisin önemine vurgu yapan Doç. Dr. Bozkurt, “Lenfödem de erken tanı çok önemli çünkü erken dönemde ödem yumuşakken, zaman içerisinde yağ dokusu içerisinde fibrozisin artması ile ödem daha sert bir hale dönüşür. Geç kalan hastalarda tedavi süresi uzar, başarı oranı azalır. Hatta lenfödemin olası etkileriyle mücadele etmektense daha oluşmadan önlem alınması çok daha etkili olacaktır. Günümüzde Lenfödem tedavisinde altın standart lenfatik drenaj tedavisidir. Bu tedavide lenfödem hastalarına özel ve kişiye özel olarak tasarlanıp üretilmiş olan bası giysileri kullanılır. Lenfödem hastalığı durumunda, cilt bakımı çok önemlidir. Lenfödemli bölgede enfeksiyon gelişme riski yüksektir, erken dönemde tespit ve tedavisinin yapılması gerekmektedir. Hastaların düzenli olarak bu işle uğraşan doktoru tarafından önerilen cilt nemlendiricileri ve antiseptik sıvıları kullanması faydalı olacaktır. Ayrıca lenfödem hastaları uçak yolculuğu yapacaklarsa mutlaka bası giysilerini kullanmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.



“Lenfödem tedavi bölümleri hastalara hizmet veriyor”

Hastaların kollarını kullanamamalarına bile neden olan lenfödemin tedavi süreci hakkında bilgiler veren Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Mehtap Bozkurt, “Meme kanseri tanısı konulmuşsa, kolda bir şişlik olduğunda, önceden lenfödem tanısı almış ve takipteyken kolda ani şişlik olması, omuzda hareket kısıtlılığı veya ağrı olması durumunda hekime başvurulmalıdır. Kanser rehabilitasyon ve lenfödem tedavisinde tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de önem kazanmış ve ciddi ilerlemeler sağlanmıştır. Bu konuda önemli lenfödem tedavi bölümleri kurulmuş ve hastaların hizmetine sunulmuştur. Bu hastalar kanser rehabilitasyon ve lenfödem tedavisi uzmanlarına başvurmalıdır. Konusunda uzman fizik tedavi, medikal onkoloji ve cerrahi onkologlarla birlikte multidisipliner bir şekilde hasta tedavi edilmektedir” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *