İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık 'Parkinson son değildir'

'Parkinson son değildir'

430
GÖSTERİM
3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr.Pınar Gelener Arsal, 11 Nisan Dünya Parkinson günü dolayısıyla açıklamalarda bulunarak, Parkinson hastalığının hareket bozuklukları grubunda ele alınan bir hastalık olduğunu belirtti. Dr.Arsal, dünya Parkinson hastalığı günü, her yıl 11 Nisan’da, bu hastalıktan etkilenen insanları desteklemek ve toplumu nedenleri, belirtileri ve mevcut tıbbi ve cerrahi tedavi yöntemleri konusunda eğitmek için farkındalık oluşturmak amacıyla kutlanmaktadır dedi.

Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir?

Parkinson hastalığı, kural olarak sinsi ve vücudun tek bölgesinden başlayıp yavaş yavaş ilerler ve zamanla vücudun diğer yarısına da geçer diyen Nöroloji Uzmanı Dr.Pınar Gelener Arsal, “Esas hastalık tablosu oturmadan önceki uzun bir dönem vardır ve bu dönemi tanımak önemlidir. Koku duyusu kaybı, kabızlık, idrar yapma güçlüğü veya idrar kaçırma, depresyon, davranış bozukluğu, uyku bozuklukları, obezite, sabah uykusu gibi erken bulgular esas tablonun başlamasından 10-20 sene öncesinde görülebilir. En sık başvuru sıklıkla kol salınımında azalma ve omuz ağrısı ile birlikte elde istirahat halinde ortaya çıkan titremedir. İlk belirtiler çoklukla bir elin özellikle ince hareketlerde beceriksizleşmesi, tutuklaşması, yavaşlaması ya da tüm hareketlerin özellikle yürümenin yavaşlaması ve vücudun öne doğru eğilmesi şeklindedir. Hastalara sorulduğunda yazılarının değişip küçüldüğünü, düğme iliklemek ya da açmak gibi ince işlerde zorluk çektiklerini, gece yatakta dönmenin, yerlerinden kalkmanın güçleştiğini, hareketlerinin, yürümelerinin yavaşladığını, ayaklarını sürterek yürüdüklerini, harekete başlamada güçlük çektiklerini ifade ederler. Buna karşın kaba kas kuvveti gerektiren işlerde güçsüzlük fark etmediklerini söylerler” dedi.

Hastaların ilk zamanlar yürümeye başlamada, dönmede ve dar veya kalabalık çevrelerden geçmede zorluk çektiklerini ifade eden Arsal, “Bunu motor bloklar olarak da adlandırılan harekette ani duraklamalar izler. Zamanla hastanın yutma güçlüğü nedeniyle beslenme sorunları tabloya eklenebilir. Yönetici işlevlerde bozulma, bellek, planlama ve organizasyon bozukluğunun yanı sıra depresyon ve kaygı bozukluğu ve diğer mizaç bozuklukları Parkinson hastalığında sıktır. Uyku bozuklukları neredeyse tüm hastalarda bulunur. Canlı rüyalar ve kâbuslar özellikle tedavi edilen hastalarda oldukça yaygındır” dedi.

Tedavisi var mıdır? Bu tedavi hastalığı tamamen ortadan kaldırabilir mi?

Parkinson hastalığı tedavi edilebilir bir hastalıktır diyerek cümlelerine devam eden Arsal, “Hatta Parkinson sendromları içerisinde en iyi tedavi yanıtı olan hastalık parkinson hastalığıdır. Tedavi semptomatiktir yani; hastaların şikâyetlerini iyileştirmeye, bulgularını ortadan kaldırmaya ve yaşam kalitelerini arttırmaya yöneliktir. Hastalığı tamamen geri döndüren veya hastalığın seyrini durduran bir tedavi seçeneği henüz yoktur. Birkaç ilacın hastalığın seyrini tamamen değiştirmese de modifiye edebileceği ispatlanmıştır” şeklinde konuştu.

Parkinson hastası tedavisiz bırakılırsa ne olur?

Hastalarda tedavi startejilerinin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte yaşam kalitelerinde belirgin artış olduğunun altını çizen Arsal, “Ortalama yaşam beklentileri uzamıştır. O yüzden parkinson hastalığı tanısı alan her hastada en uygun tedavinin hemen başlanması önerilmektedir. Tedavisiz bırakılan veya tedavisine geç başlanan bireylerde hastalık kötü seyreder ve yaşam kalitesi olumsuz yönde etkilenir” diyerek cümlelerini sonlandırdı.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *