İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık Ölümcül Batı Nil Virüsünün belirtilerini anlamak çok zor

Ölümcül Batı Nil Virüsünün belirtilerini anlamak çok zor

1339
GÖSTERİM
4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
İstanbul Avcılarda ve KKTC’den gelen ölüm haberleriyle gündeme gelen Batı Nil Virüsü ilgili açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Kaya Süer, virüs ile enfekte olan kişilerin yüzde 80’ninde hiçbir hastalık belirtisinin görülmediğini bu yüzden de hastalığı geçiren birçok kişinin bu hastalığı geçirdiğinin farkında olmadığını belirtti.

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Kaya Süer, uzun yıllara dayanan Batı Nil Virüsü ile ilgili açıklamalarda bulundu. Son zamanlarda sebep olduğu ölüm haberleriyle tekrar gündeme gelen virüs için, "Hastalığın tedavi şekli semptomatiktir. Önemsenip, şüpheli durumlarda hastaneye başvurulması gerekmektedir” diyerek uyarılarda bulunan Doç. Dr. Kaya Süer, “Bu virüsten dolayı hayatını kaybeden kişilerin birçoğunda altta yatan hazırlayıcı faktörler bulunmaktadır. Virüse yakalanan kişilerin yaklaşık yüzde 80’ninde hiçbir belirti görülmemektedir” dedi.



Hastaların yüzde 80’ninde hiçbir belirti görülmemekte

Batı Nil Virüsü ile enfekte olan kişilere bakıldığı zaman bu kişilerin yüzde 80’nin de hiçbir hastalık belirtisinin görülmediğini söyleyen Süer, dolayısıyla hastalığı geçiren birçok kişinin bu hastalığı geçirdiğinin farkında bile olmadığını belirtti. Kalan yüzde 20’sinde ise klinik belirtilerin görüldüğünü ifade eden Doç. Dr. Kaya Süer sözlerine şöyle devam etti:

“Klinik belirtiler genel olarak sanki üst solunum yolu enfeksiyonu gibi kas ve eklem ağrıları, baş ağrıları, ateş gibi bir tablo ile ortaya çıkıyor. Ateş durumu yaklaşık 3-14 gün arasında sürebilmektedir. Bu sürecin arkasından da hastalık tablosu iyileşme gösterebilmektedir. Ancak hastaların sadece yüzde 20’sinde klinik belirtiler görülebilmektedir. Bunlara ek olarak hastaların çok küçük kısmında nörolojik bulgulara da rastlanmaktadır. Maalesef bu tür hastalarda spesifik bir tedavi şansımız yoktur. Dolayısıyla bu tür hastalarda ölüm riski söz konusu olabilmektedir.”



Hazırlayıcı faktörlerden dolayı ölümcül olabiliyor

Dünya genelinde Batı Nil Virüsünden hayatını kaybeden kişilere bakıldığı zaman altta yatan hazırlayıcı faktörlerin olduğunu söyleyen Süer, hazırlayıcı faktörleri olan vak’alarda ölüm oranlarının daha yüksek olduğunu belirtti. Domuz gribinde de olduğu gibi kaybedilen hasta gruplarının hepsinin altında bir hazırlayıcı faktörün olduğunu söyleyen Süer, ölüme yol açan hastalıklar hakkında da bilgi verdi. Akciğer hastalığı, böbrek hastalığı, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların kullanılması, kanser hastası gibi hastalara Batı Nil Virüsü bulaştığı durumlarda hastaların hayatının riske girdiğini söyleyen Süer, hatta bu hastaların hayatını kaybetme ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti.



Semptomatik tedavi uygulanıyor

Hastalığın tedavisi için özel bir tedavi şansının olmadığını söyleyen Doç. Dr. Kaya Süer, bu virüs için semptomatik tedavi uygulandığını belirtti. Süer aynı zamanda tedavi için, “Hastanın ateşine ve kas-eklem ağrılarına müdahale edilir. Yaşanılan sıvı açığı kapatılır. Bu virüs 50 yıldan beri bilinen bir virüstür. Geçmişte ilk tespit edilen olgular daha çok Afrika, Orta Doğu, Asya gibi bölgelerde tespit edilmişti. Fakat 2018 yılında Avrupa’da da bu vak’alar görülmeye başlandı. Avrupa ve komşu ülkelerine baktığımız zaman 2018 yılında 2 bin 83 vak’ada tanı alındı. Bunlardan 181 tanesi kaybedildi. Yine 2018 yılında da Türkiye de 26 vakada tanı alındı ve 3 tanesi kaybedildi.”



Korunma öntemleri

Kişilerin korunmasının bu hastalıkta önemli olduğunu söyleyen Süer, kişisel korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi. Bu hastalığın bulaşmasının sivrisineklerden kaynaklandığını söyleyen Süer, sivrisineklerin de bu virüsü göçmen kuşlardan onlara temas ederek aldığını belirtti. Doç. Dr. Kaya Süer sözlerine aynı zamanda şunları ekledi; “Göçmen kuşlarla temas eden sivrisinek virüsün çoğalmasını tamamladıktan sonra bir insanı ısırdığında hastalığı bulaştırma özelliğine sahip olabiliyor. Korunma yolu tabii ki sivrisinekler ile mücadeledir. Sivrisinekler ile mücadelede kişisel olarak yapabileceğimiz işler sinek koruyucuların kullanılması, camların tellendirilmesi, sineklerin yoğun olduğu bölgelerde mümkün olduğunca temastan kaçınılması gibi genel tedbirlerdir.”



Belediyelerin alması gereken önlemler

Bu anlamda belediyelerin de alması gereken bir takım tedbirlerden bahseden Süer, 2019 yılının kış aylarında yağan fazla yağmurdan dolayı oluşan göletlerde bulunan kurtçukların yuva yaptığını ve bunun da enfeksiyona sebep olduğunu söyledi. “Belediyeler şu dönemde canlı yani erişkin sineklerin öldürülmesi için düzenli şekilde ilaçlama çalışmaları yapmalıdır.” Süer, mevcut ilaçlama çalışmalarının ise artırılması gerektiğini belirtti.



İki vak’ada Batı Nil Virüsü şüphesi

Doç. Dr. Kaya Süer son olarak Kıbrıs’ta Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesinde iki vak’adan şüphelenildiğini belirtti. Hastane’de bulunan iki vak’aya gerekli tetkiklerin yapılmaya başlandığını söyleyen Kaya Süer, bu hastalara yapılan tetkiklerin tam olarak tamamlandığı zaman net olarak hastalığın tanısının konulabileceğini belirtti.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *