İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık Oruç hem zayıflatıyor, hem kolesterolü düşürüyor

Oruç hem zayıflatıyor, hem kolesterolü düşürüyor

293
GÖSTERİM
4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Balıkesir Devlet Hastanesinde görevli Diyetisyen Mürşide Özener, orucun pek çok faydası olduğuna dikkat çekti.

Balıkesir Devlet Hastanesinde görevli Diyetisyen Mürşide Özener, Müslüman dünyasının 1 ay boyunca oruç tutarak geçireceği Ramazan ayının 5 Mayıs gecesi sahur ile başlayacağını hatırlatarak “Orucun bünyemize pek çok faydası vardır. Gündelik hayatta çok fazla enerji veren besinleri tüketmek kişilerde zaman içinde insülin direnci, kilo alma ve gizli şeker görülmesine sebep olmaktadır. Çok tüketilen şeker oranı yüksek olan meyveler, hamur işleri, beyaz ekmek, pilav, börek gibi ürünleri tüketmek karaciğerimizi yağlandırıyor. Dolayısıyla vücudumuz hastalıklarla başa çıkmada ve önemli görevleri yerine getirmekte başarısız oluyor. Oruç sırasında bu durum yeniden dengelenmiş oluyor. Vücut yeniden daha önemli fonksiyonlarına odaklanıyor, vücudun enfeksiyonlarla savaşması ve kendisini hastalıklardan koruması da kolaylaşıyor. İnsan bedeninin oruç tuttuğunu tüm besin maddelerini tamamen sindirdikten sonra anlamaya başlar. Bu durum düşük kan şekeri, vücutta halsizlik ve uyuşukluk, baş ağrısı, mide bulantısı belirtileri ile kendini gösterir. Vücut enerji ihtiyacını karşılayabilmek için karaciğerdeki ve kaslardaki glikoza yönelir. Daha sonra enerji kaynağı olarak vücuttaki ve karaciğerde depolanan yağları kullanır. Yağların yakılması ile hem kilo vermemiz kolaylaştır, hem de şeker ve kolesterol seviyelerimiz dengelenir”dedi.



İftar ve sahur neler yapmalıyız?

Gün boyunca su alımı olmadığı için vücuttan fazlasıyla sıvı kaybı olacağını ifade eden Diyetisyen Mürşide Özener “Günlük 2-2,5 litre kadar suya ihtiyacımız olduğunu düşünürsek iftar ve sahur arasında yeterli miktarda su, ayran, cacık ve az şeker katılmış komposto ile açık çaylar tüketerek su ihtiyacımız karşılanmaya çalışılmalıdır. Gazlı ve çok şeker içeren içecekler ise tüketilmemelidir. Vücudun karbonhidrat ihtiyacı düşük karbonhidrat içeren yiyecekleri tüketerek karşılanmalıdır. Bakliyatlı yemek veya çorbalar, tahıllı buğdaylı ekmekler veya bulgur pilavı ile hurma ve az şekerli olan elma ,çilek erik gibi meyveler yenilmelidir. Vücut için gerekli olan protein ihtiyacımız da yüksek protein içeren yiyeceklerden alınmalıdır. Örnek verecek olursak balık, tavuk ve et ya da yeşil mercimek kuru fasülye gibi bakliyat ürünleri tercih edilmelidir. Bunun dışında bu ihtiyaç yumurta, yoğurt gibi ürünlerden de karşılanabilmektedir. İhtiyacımız olan yağı besinlerden alabildiğimiz gibi dışarıdan zeytinyağı, tereyağı, çiçek yağı ile tamamlayabiliriz. Aynı zamanda ceviz, fındık gibi yağlı kuru yemişlerden de bu gereksinimizi karşılayabiliriz. Tuzu ise günde en çok 1 çay kaşık kadar kullanmalıyız. İftarımızı 1-2 bardak su, 1 hurma veya 2 kayısı, 1-2 zeytin ya da 2 ceviz ile açmalıyız. Yemek olarak öncelikle sindirimimizi kolaylaştırması için 1 kase çorba, küçük bir parça pide veya 1 dilim tam buğdaylı ekmekle açmalıyız. Yemeğe biraz ara verdikten sonra da 1 tabak etli kıymalı bir yemek, tavuk-balık ya da bakliyatlı bir yemek ile tamamlamalıyız. Bu öğünün içine sebze ve salatayı da mutlaka dahil etmeliyiz. Yemeklerin iyi çiğnenerek yavaşça tüketilmesi mide ve sindirim rahatsızlıklarının önüne geçecektir. Yemekleri haşlama ızgara buğulama şeklinde yapmalı, kızartmalardan, ağır tatlılardan ve hamur işlerinden de kaçınmalıyız. İftarın ardından 2-3 saat sonra ara öğün olarak meyve ve yoğurt ya da bir porsiyon sütlü tatlı yiyebiliriz” şeklinde konuştu.



“Sahura mutlaka kalkılmalı”

16 saat süren açlık sonrasında tek öğünle yetinmeyerek vaktinde sahura mutlaka kalkmak gerektiğini dile getiren Özener, “Sahurda öncelikle bol su tüketmeliyiz. Kaliteli protein içeren yumurtayı, az tuzlu peynir veya loru, yoğurt veya bir bardak sütü, 3 ceviz ya da 1 kaşık zeytinyağı ile tam buğdaylı ekmeği (tost da olabilir ) yemeliyiz. Salataların posa kaynağı olarak sofrada bulunması kabızlık şikayetlerinin oluşmasını engeller. Yine çay içeceksek çok demli olmamasına dikkat etmeliyiz. Salamura zeytin, turşu, salamura peynir gibi tuzu yüksek besinler susuzluk hissi yapabilirler. Meyve grubundan da 1 adet meyve yiyebiliriz. Kahvaltı tercih etmeyenler doyurucu olması açısından mercimek çorbası gibi çorbalar ile zeytinyağlı sebze, yoğurt ve buğday ekmeği yiyebilirler” dedi.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *