İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık Radyoterapiyle meme kanseri kontrol altında

Radyoterapiyle meme kanseri kontrol altında

1891
GÖSTERİM
2 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Doç. Dr. Dilek Ünal, meme kanseri tedavisinde radyoterapinin önemine değindi. Doç. Dr. Ünal, "Radyoterapi ile asıl amacımız kalan meme dokusunda ve ilişkili koltuk altı lenf bezlerinde ameliyat sonrasında oluşacak tekrarlayan hastalığı azaltmak." dedi.



Medipol Mega Üniversite Hastanesi Radyasyon Onkoloji Bölümünden Doç. Dr. Dilek Ünal, meme kanseri tedavisinde kullanılan radyoterapi yöntemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Ünal, günümüzde meme kanseri hastalarına daha erken tanı konulabildiğine ve sağ kalımların arttığına dikkate çekerek, "Böylece meme kanseri, radyoterapideki teknolojik gelişmelerin en çok kullanıldığı alanlardan olmaya devam ediyor. Bizler de radyasyon onkolojisi uzmanları olarak radyoterapi uygularken tüm teknolojik yöntemleri normal dokuları daha iyi koruyabilmek ve kansere karşı en etkin tedaviyi verebilmek için kullanıyoruz" ifadelerini kullandı.



"Hastalığın tekrarını önlüyoruz"

Radyoterapi ile hastalığı kontrol altında tutmaya çalıştıklarını belirten Doç. Dr. Ünal, "Radyoterapi ile asıl amacımız meme koruyucu cerrahi sonrasında kalan meme dokusunda, meme dokusu tamamen alınmış olan hastalarımızda göğüs duvarında ve ilişkili lenf bezlerinde ameliyat sonrasında oluşacak tekrarlayan hastalığı azaltmak. Bizler biliyoruz ki radyoterapi ile sistemik olarak vücutta hastalık kontrolünü de artırıyoruz. Yani bizim için bu hastalığın tedavisinde radyoterapi çok önemli" bilgisini verdi.



Doç. Dr. Dilek Ünal, ameliyat sırasında uyguladıkları radyoterapinin önemine değinerek şöyle devam etti: "Daha ameliyattan çıkmadan, kitlenin çıkarıldığı duvarlara radyoterapi uygulayabiliyoruz. Bu uygulama ile bazı hastalarımızın ameliyat sonrasında ek radyoterapi ihtiyacı bile kalmıyor. Tek seansta radyoterapiyi tamamlamış oluyoruz. Daha yüksek riskli hastalarda ise ameliyat sırasında uyguladığımız radyoterapi, normal radyoterapimizi kısaltarak vermemizi sağlıyor."



"Nefes tutarak 2 organ korunuyor"

Radyoterapi esnasında kalp ve akciğerin zarar görmemesi için solunum takip sistemlerini (nefes tutma tekniğini gibi) uyguladıklarına işaret eden Doç. Dr. Ünal, şu değerlendirmeyi yaptı: "Meme bölgesine eksternal yani dışardan radyoterapi uygularken bizim için çok önemli olan iki organımız radyoterapi alanımıza giriyor. Bunlardan biri kalp diğeri akciğer. Bu organlarda oluşacak hasarı azaltmak için nefes tutma tekniği ile radyoterapi uyguluyoruz. Böylece de akciğerimizi şişirerek radyoterapi alanına giren akciğer hacmi oransal olarak azaltmış ve koroner damarlarımızı yani kalbi de radyoterapi alanından çıkarmış oluyoruz. Bilimde ve teknolojide olan tüm gelişmeler bize daha güvenilir, daha etkin radyoterapi uygulamayı sağlıyor. Böylece de hem hayat süresini hem de yaşam kalitesini artıran tedaviler uygulayabiliyoruz. Asıl önemli olan bilimin ışığında her gün gelişen tedavilerden korkmamaktır."
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *