İstanbul
Az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık Yiyeceklerin psikolojimize etkileri

Yiyeceklerin psikolojimize etkileri

Psikolog Merve Kırna, yiyeceklerin insan psikolojisi üzerindeki etkileri hakkında bilgiler verdi.

Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, “En temel fizyolojik ihtiyaçlarımızın başında yeme içme gelir. Bebeklikten itibaren sağlıklı gelişimin olmazsa olmaz parçası olan yiyecekler, insan sağlığı için oldukça önemli yer tutmaktadır. Gün içinde sağlıklı ve doğru beslenme; fizyolojik gelişim ve sağlık açısından önemli olmakla birlikte ruh sağlığımız için de oldukça önemli bir yere sahiptir. Beynimizi düşüncelerimizi, davranışlarımızı ve duygularımızı yöneten bir makine olarak düşünürsek en uygun çalışma şekli için enerjiye ihtiyaç duyar ve bu enerji besinlerden alınarak sağlanır. Alınan besinler ne kadar sağlıklı ve yararlı ise fizyolojik sağlığımız ile birlikte ruhsal dünyamız da o kadar sağlıklı olacaktır. Alınan zararlı gıdalar ise fizyolojik sağlımızı tehdit etmek ile birlikte depresyon başta olmak üzere birçok psikolojik sıkıntıya neden olabilmektedir” dedi.

Beynin aç olduğunda ya da doyduğunda sinyal göndererek bizi uyardığını ifade eden Psikolog Kırna, “Acıktığımızda gelen sinyal sonrası karnımızı doyurduğumuzda beyne mesaj gider ve fizyolojik durumumuz ile birlikte ruhsal durumumuz da değişir. Yediğimiz ve içtiğimiz birçok besin bizi fiziksel olduğu kadar ruhsal olarak da olumlu ya da olumsuz etkileyebilmektedir. Bazı kişiler acıkınca sinirli olurken, yemek yedikten hemen sonra sakinleşirler. Bazı insanlar ise stresliyken bir şeyler yeme ihtiyacında olur, bazıları üzgünken abur cubur yer, bazı kişiler et yemeden doyduğunu hissetmez, bazıları yorgun bir günün ardını kahve içerek değerlendirip mutlu olur. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki stresli zamanlarda salgılanan kortizol hormonu fazla yemek yemenin yanı sıra kan şekerinin artmasına neden olabilmektedir ve bu durumun uzun süre devam etmesi ile oluşan insülin direnciyle beraber diyabet riski de artmaktadır. Yapılan bir çalışmada güne kahvaltı yaparak başlayan kişiler kendilerini daha mutlu ve enerjik hissederken, güne kahvaltı ile başlamayan kişilerin mutluluk puanlarının düşük olduğu bulunmuştur. Başka bir çalışmada ise sağlıksız beslenme tarzını yansıtan hazır ve işlenmiş gıdaların, kızarmış yiyeceklerin, şekerli içeceklerin ve fast-food gibi ürünlerin fizyolojik sağlığı olumsuz etkilediği ve bununla birlikte psikolojik açıdan da depresyon riskinin artmasıyla ilişkili olduğu bulunmuştur” diye konuştu.

Bir diğer çalışmanın ise otizmde uygulanan beslenme programının semptomları azalttığını, fakat tek başına tedavi edici özelliği olmamak ile birlikte beslenme şeklinin düzenlenmesinin destekleyici tedavi olarak önemli etkiye sahip olduğunu ortaya koyduğunu kaydeden Kırna, “Avustralya’da yapılan bir çalışmada tam tahıllı yiyecekler, işlenmemiş et, sebze, meyve gibi sağlıklı yiyecekler tüketen kadınların sağlıklı besinleri az tüketenlere kıyasla bipolar bozukluk, anksiyete, depresyon tanılarının daha az konulduğu bulunmuştur. Yapılan çalışmalar da bize göstermiştir ki, yediğimiz yiyecekler sadece fizyolojimizi etkilemekle kalmıyor, ruhsal dünyamızı da etkiliyor. Yenilen her yemeğin kendine ait besin değeri vardır, bu yüzden her besin birbirinden farklıdır. Ne yemeyi seçerseniz bedeniniz kadar ruhunuz da onunla beslenmiş oluyor. Fiziksel sağlık ve ruhsal sağlık bir bütünün ayrılmaz parçasıdır. Bu yüzden fizyolojimiz ne kadar sağlıklı ise ruhsal açıdan da o kadar sağlıklı oluruz” açıklamalarında bulundu.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *