Halk Bankası, ABD Adalet Bakanlığı’na bağlı New York Güney Bölge Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame ile ilgili yaptığı açıklamada; Bankanın ABD’de herhangi bir şubesi ve çalışanı bulunmadığından, ABD Adalet Bakanlığı’nın ikincil yaptırım kararları hakkında yargılama yetkisi olmadığını bildirdi.
Halk Bankası, ABD Adalet Bakanlığı’na bağlı New York Güney Bölge Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame hakkında Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yazılı açıklama yaptı. Bankanın, ABD’nin ikincil yaptırımlarını herhangi bir şekilde ihlal etmemiş olmakla birlikte, Bankanın ABD’de herhangi bir şubesi ve çalışanı bulunmadığından, ABD Adalet Bakanlığı’nın ikincil yaptırım kararları hakkında yargılama yetkisi olmadığını belirterek, buna rağmen iddianame düzenlemesi, tarihte bir ilk olmak üzere emsali görülmemiş bir hukuki yetki aşımı olduğunu açıkladı.
Kurumdan yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"ABD Adalet Bakanlığı’na bağlı New York Güney Bölge Başsavcılığı tarafından Hakan Atilla davasında ileri sürülen iddialarla bağlantılı olarak bir iddianame hazırlanarak Bankamız hakkında dava açılmak üzere yargı sürecinin başlatıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Bu çerçevede, müşterilerimizin, yatırımcıların ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür. Bahse konu iddianamenin; yeni bir bilgi ve bulguya yer verilmeksizin, çoğunlukla Hakan Atilla davasında ileri sürülen iddiaları tekrarladığı ve bu davada ortaya konan girişimlerin Bankamız üzerinden tekrarlanmaya çalışıldığı görülmektedir. Söz konusu iddialara ilişkin Bankamız masumiyetini ortaya koyan bağımsız inceleme sonuçlarının, kanıtları ile birlikte ABD Adalet Bakanlığı ile paylaşılmasına rağmen iddianame hazırlanarak dava açılması manidardır.
Müteaddit defalar kamuoyuna yapılan açıklamalarımızda; Hakan Atilla davasında ileri sürülen iddialar ile bağlantılı olarak ABD’li yetkili kurumların Bankamızdan bilgi ve belge talebinde bulunduğu, Bankamızın da anılan kurumlar ile yakın iletişim ve işbirliği içerisinde olduğu, söz konusu bilgi ve belge taleplerinden ayrı olarak Bankamızın gönüllü bir bağımsız inceleme süreci başlattığı ifade edilmiştir.
ABD’nin saygın ve büyük hukuk firmalarından King & Spalding ile adli bilirkişi niteliğindeki veri analizi firması Exiger’a Bankamız tarafından gönüllü olarak yaptırılan bağımsız incelemede 6 milyondan fazla belge, 8 milyonun üstünde SWIFT mesajı, yaklaşık 36 GB işlem verisi, 140 bin işlem dosyası incelenmiştir. Bir yıllık süre zarfında yaklaşık 30 avukatın 25 bin saatin üzerinde mesai yaptığı bağımsız inceleme sonucunda Bankamızın ABD’nin İran’a yönelik birincil ve ikincil yaptırımları ihlal etmediği, dış ticaret işlemlerinde şeffaf olmayan uygulama ve metotlar kullanmadığı ve herhangi bir tertip ve kumpasın içerisinde bulunmadığı belgelenmiştir. Söz konusu firmalar, bu bulguları ABD Adalet Bakanlığı ile ABD Hazine Bakanlığına bağlı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisine (OFAC) bildirmiştir.
Bununla birlikte;
Bankamız ABD’nin ikincil yaptırımlarını herhangi bir şekilde ihlal etmemiş olmakla birlikte, Bankamızın ABD’de herhangi bir şubesi ve çalışanı bulunmadığından, ABD Adalet Bakanlığı’nın ikincil yaptırım kararları hakkında yargılama yetkisi yoktur. Buna rağmen iddianame düzenlemesi, tarihte bir ilk olmak üzere emsali görülmemiş bir hukuki yetki aşımıdır.
İddianamede, Hakan Atilla davasında da olduğu gibi, hukuk dışı yollarla elde edilen ve doğruluğu ispatlanmamış deliller kullanılmış, inanılırlığı hayli şüpheli olan tanıkların mahkemedeki sözlü beyanlarına itibar edilmiştir.
İddianamede ileri sürülen hususlar ile ilgili belge ve kanıtların önemli bir bölümü Halkbank tarafından kendilerine sunulduğu halde, Bankamızın masum olduğunu gösteren bu belge ve kanıtlar Savcılık tarafından yeterli düzeyde değerlendirmeye alınmamıştır. Ayrıca, müteaddit defalar tarafımızca talep edilmesine rağmen konu ile ilgili önemli tanıkların bilgisine de başvurulmamıştır.
Hakan Atilla davasına ait temyiz süreci devam etmekte olup, bu sürecin sonuçlanması beklenmeksizin dava süreci başlatılmıştır.
Bankamız ile ABD Adalet Bakanlığı arasında meselenin iddianame düzenlenmeden çözümlenmesi için yapılan görüşmeler sonuçlanmadığı halde, söz konusu suçlamalar, Kahraman Ordumuzun sınırlarımızın güvenliğini sağlamak ve bölgede barışı tesis etmek üzere başlattığı “Barış Pınarı Harekatı” sebebiyle, ABD hükümetince Ülkemize karşı başlatılan yaptırımların bir parçası olarak ortaya atılmıştır.
Bu haksız dava ile ilgili olarak uluslararası hukuktan kaynaklanan tüm yasal haklarımız kullanılacaktır. Ayrıca, dava süreci boyunca gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında, Bankamızın güven ve itibarı ile finansal bünyesine zarar verecek nitelikte hareket edenler hakkında Bankacılık Kanunu ile uluslararası hukuktan kaynaklanan gerekli yasal süreçler başlatılarak maddi ve manevi tazminat haklarımız aranacaktır.
Bankamız, sermayesinin yüzde 51’i kamuya ait bir banka olarak, kurumsal sorumluluklarının bilincinde bankacılık faaliyetlerini sürdürmekte olup, her türlü finansal yükümlülüğünü yerine getirecek güç ve kararlılıktadır. Bankamız, geçmiş dönemlerde karşılaştığı bütün güçlükleri nasıl aşıp, ülke kalkınmasına destek vermeye devam ettiyse, bundan böyle de aynı ruh ve inançla çalışmalarına devam edecektir. Müşterilerimizin de her zaman olduğu gibi, Bankamıza olan güvenini sürdüreceklerine ve ülkemizin kalkınması ve gelişmesi için yürütmekte olduğumuz çalışmalara aynı inanç ve kararlılıkla destek olacaklarına inancımız tamdır.
Ülkemiz ekonomisine 81 yıldır hizmet sunan Bankamızın, faaliyetlerini geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de tüm ulusal ve uluslararası düzenlemelere uygun, güçlü, güvenilir ve kesintisiz bir şekilde sürdüreceğini kamuoyunun bilgisine sunarız".
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *