Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kuru soğan ve patateste geçtiğimiz hafta yüksek seyreden hava sıcaklıkları ürünlerin depo ömrünü azalttığı gibi fire oranlarını da artırdığını bildirerek, “Üreticilerimizin bekleyecek gücü de zamanı da kalmamıştır. Artan fireler de üreticinin cebinden çıkmaktadır” dedi.
Bayraktar yaptığı açıklamada, önümüzdeki günlerde artacak olan hava sıcaklıkları ile birlikte soğan ve patateste yeni mahsul ürünün hasat tarihlerinin öne gelebileceği de dikkate alındığında, eldeki patates ve soğanın acilen pazarlanmasının gerektiğini vurguladı. Üreticilerimizin karşılaştıkları pazarlama sorununun çözülmesi için Belediyelerin alıma başlamasının memnuniyet verici olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Belediyelerimize teşekkür ediyoruz. Ancak beklentimiz, daha fazla belediyenin alım yapmasıdır. Belediyelerin soğan alımına da girmesini bekliyoruz. Belediyelerin alımlara girmesi, Milli Savunma Bakanlığı, Ceza Evleri, Huzur Evleri, Hastanelerin yemek menülerinde bu ürünlere daha fazla yer vermeleri, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Türkşeker gibi kuruluşların alım yapmaları üreticilerimizi rahatlatacağı gibi, gıda israfının da önüne geçilmiş olunacaktır.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Tarım ve Orman Bakanlığı gıda kaybı ve israfı konularını kamuoyunun farkındalığını arttırmak ve gıda tedarik zincirindeki tüm aktörleri harekete geçirmek için “Gıdanı Koru” ulusal kampanyasını başlatmıştır. Bu noktadan hareketle üreticilerimizin bin bir emekle gecesini gündüzüne katarak ürettiği ürünlerin zayi olması da bir israftır. Bu ürünlerimizin değerlendirilmesi bu bakımdan da son derece önem arz etmektedir.
-“Pandemi en çok patates ve soğanı vurdu”-
Pandemi nedeniyle, karantina tedbirleri kapsamında otel ve lokantaların tam kapasite çalışmaması, okulların uzaktan eğitim yapması, esnek çalışma saatleri ve hafta sonu kısıtlamaları nedeniyle patates ve kuru soğanda talepte daralma yaşandığının altını çizen Bayraktar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu duruma rekoltenin geçen yıla göre patateste yüzde 4,4, kuru soğanda yüzde 3,6 artması da eklenince üreticilerimiz ciddi pazarlama sorunları ile karşı karşıya kaldı. Nitekim bugün yaklaşık 1 milyon 700 bin ton patates, 220 bin ton kuru soğan depoda beklemektedir. Üreticimiz oluşan fire nedeniyle kilogramı 1 liranın üzerine çıkan ürününü maliyetin altında bir fiyatla kilogramı 60 kuruşa satmaktadır.
Üretimde meydana gelen dalgalanmalar fiyat istikrarsızlığını da beraberinde getirmektedir.
Patates ve soğan fiyatlarının arttığı dönemde tüketiciler, fiyatların düştüğü dönemde de üreticilerimiz mağdur olmaktadır.
-“Pazarlamada ihracat teşvikleri önem kazandı”-
Ürünlerin ihracat imkanlarının artırılması da pazarlama sorunlarının çözümüne katkı sağlayacaktır. Özellikle Azerbaycan gibi bazı ülkelerin kendi üreticilerini korumak ve kendi üretimlerini artırmak üzere başta yüksek gümrük vergileri olmak üzere aldıkları tedbirler ihracatı zorlaştırmaktadır. İkili görüşmelerle üreticilerimiz adına kazanımlar elde edilmesi ve ihracat teşviklerinin verilmesi ürünün zayi olmadan değerlendirilmesini sağlayacaktır.
Pandemi nedeniyle yaşanan süreç, gıdanın ve gıdaya erişimin ne denli önemli olduğunu bir kez dana göz önüne sermiştir. Üreticilerimiz istikrarlı bir gelir elde edip ürünlerini sorunsuz bir şekilde pazarlayabilmeli, tüketicimiz de makul ve istikrarlı bir fiyatlarla ürün tüketebilmelidir. Aksi takdirde üreticimiz patates ve soğan üretiminden kaçarsa seneye bu ürünleri çok pahalı tüketiriz.
Planlı ve sürdürülebilir bir üretimin gerçekleşmesi, üreticilerimizin en büyük beklentisidir. Bu nedenledir ki soğan patates gibi üretimde dalgalanmaların çok sık yaşandığı ürünlerde, üretim planlaması yapılarak, üreticilerimizin nerede, ne kadar ürün yetiştireceğini bilmeli, üretim Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre belirlenmeli, üretimde, fiyatlarda ve üretici gelirlerinde istikrar sağlanmalıdır.
-“Acilen gübre fiyatları düşürülmelidir”-
Son dönemde artan gübre fiyatlarının kura bağlı olarak düşmesini bekliyoruz. Yüksek gübre fiyatları çiftçilerimizin gübre tüketimini azaltacak, bu durum üretimi olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle acilen gübre fiyatları düşürülmelidir.
Aksi takdirde, üretici üretime küsmekte, milli servet israf edilmekte, gıda fiyatları da artmaktadır.