İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sektörel Patrona yalan söyleyen işçi kovulacak

Patrona yalan söyleyen işçi kovulacak

825
GÖSTERİM
3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Çalıştığı iş yerindeki başvuru formundaki sorulara yanlış beyanda bulunan işçi, kapı önüne konuldu. İş Mahkemesi’nin işe iade ettiği işçiye kara haber Yargıtay’dan geldi. Yüksek Mahkeme; işverene yalan söyleyen işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uygun davranmadığı ve işverenin feshinin haklı olduğuna hükmetti. Karıştığı adli bir olaydan dolayı aldığı denetimli serbestlik cezasını işverenden saklayan işçi, kapı önüne konuldu. İş Mahkemesi’nde dava açan işçi, işe iadesini istedi. Davalı işveren ise davacı hakkında ’kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak’ şüphesiyle soruşturma geçirdiğinin tespit edildiğini belirtti. Kamu davasının ertelenmesine dair kararın bulunmasına rağmen davacının yanlış beyanda bulunarak işvereni yanıltması gerekçesiyle iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini beyanla davanın reddini savundu. Mahkeme, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin esasında ahlak ve iyi niyet kuralları geçerli olduğuna dikkat çekerek davayı reddetti. Davacının istinaf başvurusunu değerlendiren Bölge Adliye Mahkemesi, işçiyi haklı buldu. Kararda, "İşveren tarafından düzenlenmesi istenilen Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Kaydı Formunda yer alan ’Hakkınızda verilmiş mahkumiyet hükmü (ertelenmiş, paraya çevrilmiş, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması dahil )veya devam eden ceza davası var mı?’ sorularına hayır cevabı vermiş ise de ilgili formun ise taraflar arasındaki iş sözleşmesi devam ederken düzenlendiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, ilgili formda yer alan sorular ile davacı hakkında verilmiş bir mahkumiyet hükmü veya yargılama bulunup bulunmadığı öğrenilmek istenmiştir. Numarası belirtilen ’kamu davasının açılmasının ertelenmesi’ kararı niteliği itibari ile mahkumiyet hükmü değildir .Anılan suça ilişkin davacı hakkında ceza davası açılmamıştır. 4857 Sayılı Kanunun 25/II-a bendi koşulları oluşmadığından işveren tarafından gerçekleştirilen feshin haklı nedene dayandığı yönündeki mahkeme kabulü isabetsizdir gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir." denildi. Davalı kararı temyiz edince devreye Yargıtay 22. Hukuk Dairesi girdi Davada son noktayı koyan Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi kararını ortadan kaldırdı. Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi: "İş Kanunun 25/II-a maddesi gereğince iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek iş vereni yanıltması haklı nedenle derhal fesih sebebidir.Davacının davalı iş yerinde iş sözleşmesinin yenilenmesi sırasında başvuru formunu doldururken herhangi bir suçtan dolayı yargılandınız mı, hakkınızda verilmiş bulunan mahkumiyet hükmü (ertelenmiş, paraya çevrilmiş,hükmün açıklanmasının geri bırakılması da dahil) veya halen devam eden ceza davası bulunup bulunmadığı sorularına hayır cevabı verdiği, ancak davacı hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma kararı ile kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süreyle tedavili denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından doldurulan formda hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararını işverenden gizleyerek ahlak ve iyi niyet kurallarına uygun davranmadığı ve işverenin feshinin haklı olduğu anlaşılmış olup davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. Maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir."
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *