Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna ziyareti dönüşünde, uçakta gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Ukrayna'ya gerçekleştirdiği resmi ziyaretteki temasları hakkında bilgi veren ve 2011'de ihdas edilen Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısının 10'uncusunu icra ettiklerini anımsatan Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile ikili ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştirdiklerini, konsey toplantısında ise Ukrayna'yla mevcut iş birliği, askeri, siyasi, ekonomik, ticari, kültürel alanlardaki gelişmeleri ele alma fırsatını bulduklarını vurguladı.
Erdoğan, Türkiye ile Ukrayna arasında ticaret hacminin 2021 itibarıyla 7,5 milyar dolar düzeyine ulaştığına dikkati çekerek, "Şimdi hedef 10 milyar dolar. 10 milyar dolar hedefine de inşallah ulaşacağız. Ukrayna ile diplomatik ilişkilerimizin tesisinin de 30. yıl dönümüne tekabül eden ziyaretimizi, imzaladığımız 8 anlaşmayla taçlandırdık. Müzakereleri 11 yıldır süren özellikle Serbest Ticaret Anlaşması çok çok önemli ve anlamlıydı. Toplantı vesilesiyle ayrıca farklı birçok konuyu da ele alma imkanımız oldu. Konseyimizin bir sonraki toplantısının Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye'de tertiplenmesini kararlaştırdık." bilgisini paylaştı.
"LİDERLER SEVİYESİNDE BİR ZİRVEYE EV SAHİPLİĞİ YAPMAYA HAZIR OLDUĞUMUZU İFADE ETTİK"
Ziyarette Ukrayna'nın egemenliğine, siyasi birliğine ve toprak bütünlüğüne olan desteğin bir kez daha vurgulandığının altını çizen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Maalesef Ukrayna ile Rusya ilişkilerinde gerilim gittikçe artıyor. Tansiyonun düşürülmesi için gereken katkıyı vermeye hazır olduğumuzu Sayın Zelenskiy'e özellikle belirttik. Kendileri de 'Bu tür bir adımda, üzerime ne düşüyorsa, bunu yapmaya hazırım. Bana telefon açtığınız anda hemen ertesi gün, iki gün sonra, ne derseniz, nereye diyorsanız ben oraya çıkar gelirim' dedi.
Bu konuda liderler seviyesinde bir zirveye veya teknik düzeyde görüşmelere ev sahipliği yapmaya hazır olduğumuzu kendilerine ifade ettik. Uluslararası basının da Ukrayna-Rusya arasındaki meseleyi büyütmesinin faydadan daha çok zarar getireceğine inandığımı dile getirdim. Bu süreçte suhuletle, özellikle kılı kırk yaran bir hassasiyetle davranılması büyük önem arz ediyor. İkili sorunların Avrupa Atlantik Güvenlik Müzakerelerinin bir unsuru haline dönüştürülmesi, her iki kulvarın da tıkanmasına yol açıyor. Halbuki iki boyut, birbirinden ayrı olarak değerlendirilirse ve kendi dinamikleri içerisinde ele alınırsa çözüm şansı daha da artacaktır."
Kırım Tatarları için konut yapımı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaret vesilesiyle Kırım Tatarlarının durumunu da görüştüklerini ifade etti.
Türkiye olarak Kırım Tatarları için konut yapımıyla ilgili daha önce verilmiş bir sözlerinin bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, "Kiev'de yapacağımız konutlarla beraber kendilerine bir de cami sözümüz var. Bunlarla ilgili proje çalışmaları bitmek üzere. İnşallah TOKİ ile bu adımı atacağız ve süratle bunu da gerçekleştireceğiz." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin stratejik ortağı Ukrayna'yla her düzeyde karşılıklı yoğun temas ve istişareleri sürdüreceklerinin altını çizerek, "Türkiye-Ukrayna iş birliğinin tüm bölgenin barışına ve refahına katkı sağlayacağı aşikardır. Ukrayna'da yaptığımız görüşmelerin ve imzaladığımız anlaşmaların hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ziyaret sırasında bana refakat eden tüm bakan arkadaşlarıma, bürokrat ve teknokrat arkadaşlarıma da özellikle teşekkür ediyorum." ifadesini kullandı.
"BATI BU İŞİN ÇÖZÜMÜNE KATKI DİYE BİR ŞEY SAĞLAMADI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetecilerin, Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan gerilimde uluslararası basının bir kısmı ile ABD ve İngiltere’nin başını çektiği devletlerin tansiyonun yükseltilmesi yönündeki açıklamalarına ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine, şunları kaydetti:
"Bir defa şunu çok açık ve net söylemem lazım; bu süreç içerisinde dikkat edilirse Batı maalesef şu ana kadar bu işin çözümünde katkı diye bir şey sağlamadı. Sadece adeta çomak sokuyorlar diyebilirim. Böyle bir durum var ortada. Bu konuyla ilgili olarak Sayın Putin'le olan görüşmeyi çok önemsiyorum. Zira Zelenski'yle olan görüşmede, zaten bu konularla ilgili bir mutabakatımız olduğunu gördüm. Çünkü şu anda Avrupa'da bu işi çözmeye yönelik olarak lider noktasında ciddi sıkıntı var. Bundan önce bakıyorsunuz bir Merkel icabında çıkıyordu, hakikaten çözüm için elinde anahtar bulundurabiliyordu. Ama bunun dışında şu anda böyle bir lider de kalmadı. Diğerlerinin ismini zaten vermeye gerek yok.
ABD ile ilgili duruma da baktığımızda, Biden da şu an itibariyle bu sürece henüz olumlu yaklaşım sergileyemedi. Dışişleri Bakanlarının yaptıkları görüşmelerde de neticeye yönelik bir gelişme henüz kaydedilemedi. Bunu zaten kendilerinde de açık, net görüyoruz. Temennimiz odur ki Sayın Putin'le yapacağımız görüşmeden sonra eğer arabulucu bir sıfat bize yüklenirse, bu sıfatla bu işin içine girmeyi kabulleniriz ve üzerimize düşen görevi de inşallah yapmaya çalışırız."
Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın da Ukrayna'yı ziyaret ettiğini anımsatarak, "Bu ziyaretleri biz daha sonra derleyip toparlamak, buna göre de bir adım atmak istiyoruz. Sayın İlham Aliyev kardeşimizle bu ziyaretinden sonra bazı görüşmelerimiz oldu. Bütün mesele, bir şey beklemeden bu işin çözümüne yönelik ne yapılabileceğinin gayreti içinde olmak." açıklamasında bulundu.
"PUTİN İLE ZELENKSY'İ BİR ARAYA GETİRMEK ÜZERE BU TOPLANTIYI YAPALIM İSTİYORUZ"
Türkiye'nin henüz bir araya gelmeyen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'i bir araya getirip getiremeyeceğine yönelik soru üzerine Erdoğan, Putin'in Türkiye'nin daveti üzerine, Çin'den döndükten sonra Türkiye ziyaretini gerçekleştireceği yönünde olumlu bir dönüşünün olduğunu anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi tarihi kararlaştıracağız. Sonra da Sayın Putin ile Sayın Zelenski'yi üst düzeyde bir araya getirmek üzere inşallah bu toplantıyı yapalım istiyoruz. Sayın Zelenskiy ile olan mutabakatımız bu istikamette. Bunu alt düzeylere indirmeden inşallah üst düzeyde gerçekleştirebilirsek, buradan alacağımız neticenin bölgede yeni bir oluşuma fırsat vereceğine inanıyorum. Zelenskiy ile görüşmede bende bu umut doğdu. İnşallah sonu da hayır olur." dedi.
"RUSYA'YLA ŞU ANDA CİDDİ MANADA İKİLİ MÜNASEBETLERİMİZ VAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinin Ukrayna medyasında İngiltere Başbakanı Johnson'ın ziyaretinden daha geniş yankı bulduğu anımsatılarak, "Putin belli bir yığınak yaptı. Masaya da güçlü oturmak ve bu yığınağın da boşa çıkmaması adına Putin’in Türkiye ziyareti öncesi bir girişimi olabilir mi? Olursa Türkiye'ye geldiğinde, masaya oturduğunda o görüşmenin niteliği nasıl olur?" sorusunun yöneltilmesi üzerine şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ben bardağın boş tarafından bakmak istemiyorum, dolu tarafından bakalım istiyorum. Bizim, Sayın Putin'le olan görüşmemizin ikili mi yoksa Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı çerçevesinde mi olacağını o takvimi belirlemede konuşacağız. Eğer Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı çerçevesinde bunu yapalım derlerse o zaman o çerçeve içerisinde yapacağız.
Yani Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı için bir araya geleceğiz ama bu arada nasıl Ukrayna'da heyetler arası görüşmemizi yaptıysak aynı şekilde yine Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantımızı gerçekleştirme, diğer taraftan da Sayın Putin'le özellikle Rusya-Ukrayna arasındaki bu sıkıntıyı aşmaya yönelik ikili görüşmemizi yapma fırsatı da doğmuş olacak. Çünkü bizim Rusya'yla şu anda ciddi manada ikili münasebetlerimiz var. Bu münasebetler sıradan değil. Bunun için atılacak adımlar da önem arz ediyor. O bakımdan Sayın Putin'le olan görüşmeyi çok çok önemsiyorum."
"TEMENNİM ODUR Kİ BU BÖLGE BARIŞTAN, SULHTAN AYRILMASIN"
Bu görüşmenin Ukrayna'yla olan boyutunun da çok daha büyük önem arz ettiğini belirten Erdoğan, "Zira dünyanın gözü şu anda burada; acaba Rusya-Ukrayna arasındaki bu sıkıntı nereye varacak diye. Tabii olayın en önemli yanı malum Donbas. Donbas konusundaki gelişmeler, sınır boylarındaki gelişmeler; bunların hepsi şu an itibariyle dünyanın bakışını da buraya yöneltmiş durumda. Temennim odur ki bu bölge barıştan, sulhtan ayrılmasın. Bunun için de bu mücadelemizi sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.
Doğu Akdeniz'de ABD'nin EastMed projesinden desteğini çektiği ve Türkiye'nin İsrail gazı için tek yol olarak gözüktüğü anımsatılarak Doğu Akdeniz'deki gelişmeler, Türkiye'nin Mısır, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle arasındaki normalleşme emarelerine yönelik değerlendirmesi sorulan Erdoğan, "Tabii bu çalışmalar böyle basit rakamlar değil, çok ciddi rakamlar. Şimdi burada da bana göre ABD beklediğini bulamadığı için ve bu işi mali noktada ekonomik bulmadığı için, buradan çekilmek durumunda kaldı. Yoksa ekonomik neticeyi bulmuş olsa ABD buradan çekilmezdi." ifadesini kullandı.
Erdoğan, Türkiye olarak bölgede Kuzey Kıbrıs'taki Türklerin hakları için de adımlar attıklarının altını çizerek, şu anda 3 sondaj gemisinin bulunduğunu ve 4'üncünün alındığını, ayrıca 2 sismik araştırma gemisinin olduğunu belirtti.
"DOĞAL GAZIN SIFIRI TÜKETMESİ GİBİ BİR ŞEY KESİNLİKLE SÖZ KONUSU DEĞİL"
Şu anda bunların bir kısmının Karadeniz'de çalıştığını, bir kısmının da bundan böyle Akdeniz'de çalışmalarını sürdüreceğini aktaran Erdoğan, Türkiye'nin kendi gemilerinin olmasının maliyetleri de ciddi anlamda düşürdüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlarla beraber, hele hele şimdi bu Sakarya Gaz Sahası ve o bölgelerde attığımız adımlarda ve yaptığımız sondaj çalışmalarında neticeleri almaya başladığımız andan itibaren bir defa doğalgazı halkımıza mal etmemiz çok daha farklı olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Bu çalışmaların geleceğin planlanması anlamında da Türkiye'nin gücüne güç katacağını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son dönemlerde bazıları diyor ki 'doğal gaz artık sıfırı tüketiyor, doğal gazda durum şöyle kötü, böyle kötü.' Doğal gazın sıfırlanması, sıfırı tüketmesi gibi bir şey kesinlikle söz konusu değil. İran'da bir arıza sebebiyle ufak bir sıkıntı oldu. O ayrı bir konu ama bu bizim doğal gazımızın tükenmesi anlamına gelmiyor. Bizim bir defa Tuz Gölü'nün altında doğal gaz depolama alanlarımız var. Silivri'de yine aynı şekilde doğal gaz depolama alanlarımız var. Bir de bunun yanında Azerbaycan'dan geliş devam ediyor. Yine aynı şekilde Rusya'dan doğal gazımız geliyor. Durum böyleyken kalkıp da vatandaşı, milleti bu konuda heyecanlandırmanın bir anlamı yok."
"IRAK'TAN DOĞAL GAZ NOKTASINDA TÜRKİYE'YE BİR ARZ OLABİLİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bu noktada doğal gazı tasarruflu kullanma yaklaşımında olduğunu belirterek sadece sanayiye doğal gaz verilmesinin azaltıldığını anımsattı.
Konutlara ise kesinti yaşatılmadığını ve programın bu şekilde uygulandığını vurgulayan Erdoğan, sürece ilişkin, "Bu arada ben İran Cumhurbaşkanı ile görüşmemi yaptım. Aynı şekilde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızın yardımcısını, BOTAŞ'ın yetkililerini İran'a gönderdik. Onlar da orada görüşmelerini yaptılar. Sayın Cumhurbaşkanı 'Bize 10-15 gün müsaade ederseniz, biz bu işi toparlarız' dedi. Gerçekten de 15 gün içerisinde iş toparlandı ve yeniden normal akışa geçti." bilgisini paylaştı.
Erdoğan, şu anda Irak'ın da gündeme alındığını belirterek, "Irak'tan da belki doğal gaz noktasında Türkiye’ye bir arz olabilir. O da olursa zaten daha da farklı olacak. Ama bizim şu anda Türkiye olarak doğal gazda herhangi bir sıkıntımız yok. Türkiye'nin böyle bir sıkıntısı yokken bunu varmış gibi göstermek, milletimizi bu kış mevsimi içerisinde psikolojik olarak olumsuz etkilemekten başka bir işe yaramaz." şeklinde konuştu.
"İSRAİL DOĞAL GAZINI ÜLKEMİZDE KULLANIRIZ, AVRUPA'YA GEÇİŞİ İÇİN DE MÜŞTEREK BİR ÇALIŞMANIN İÇERİSİNE GİRERİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail gazı da geldiği zaman, İsrail gazı da Türkiye’den geçecekse belki bir alternatif oluşturacak mı? sorusuna şu karşılığı verdi:
"İsrail'le, Sayın Herzog'la bu konuyu da görüşeceğiz. Sayın Başbakan'la aynı şekilde yine bu konu görüşülecek. Biz, İsrail'le bu noktada geçmişte zaten yolumuzu açmıştık. Biz, İsrail doğal gazını ülkemizde kullanırız, kullanmanın ötesinde Avrupa'ya geçişi için de müşterek bir çalışmanın içerisine gireriz. Şimdi Sayın Herzog'la da inşallah Türkiye ziyaretinde bu konular bizim gündemimizde olacak."
"VATANDAŞIMIZI DARA, ZORA SOKACAK BİR FİYAT UYGULAMASINI YAPMAYIZ"
Dünyada enerji maliyetlerindeki artışın etkisiyle Türkiye'de elektrik ve doğal gaz faturalarına bir yansımanın olduğu ve vatandaştan gelen talep doğrultusunda elektrik fatura tarifelerinde kilovat oranının değiştirildiği anımsatılarak, "Vatandaşa, küçük esnafa yansıyacak yeni bir düzenleme olabilir mi? Doğal gazda da benzer bir düzenleme olabilir mi?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Erdoğan, doğal gaz ve elektrikte ciddi manada sübvansiyon yapıldığına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Avrupa ile mukayese edilmeyecek derecede bir sübvanse yaptık. Şu an Avrupa'nın en ucuz doğal gazı bizde. Geçen yıl elektrik faturalarında yüzde 50, doğal gaz faturalarında yüzde 75 oranında devlet olarak sübvansiyon sağladık. Tarifelere yansıtılmayan toplam sübvansiyon tutarı 100 milyar lirayı buldu.
2022 yılında da doğal gazın 4'te 3'ü hala sübvanse ediliyor. Dünya enerji noktasında büyük bir darboğazda. Biz bu darboğazı öngördük ve güçlü, sosyal devlet mantığıyla tedbirlerimizi aldık. Kademeli tarife de Türkiye'deki hanelerin ortalama elektrik tüketimleri hesaplanarak 150 kilovatsaat olarak belirlenmişti. Gelen talepler üzerine birinci kademe aylık 210 kilovatsaate çıkarıldı. Bundan sonraki süreçte de biz vatandaşımızı dara, zora sokacak bir fiyat uygulamasını yapmayız."
"NEÇİRVAN BARZANİ İLE IRAK'IN MERKEZİNİ DE KONUŞTUK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Irak'tan gelecek gaz, Irak'ın kuzeyinden mi olacak? Neçirvan Barzani ile görüştünüz geçenlerde. Merkezi yönetim değil herhalde, Kuzey Irak değil mi?" sorusu üzerine, şu bilgileri paylaştı:
"Neçirvan Barzani, Irak'ın kuzeyinde de olsa biz onunla Irak'ın merkezini de konuşabiliriz ve konuştuk. Neçirvan Barzani'yle olan dostluğumuz bizim çok çok farklıdır ve aramızdaki hukuk ileri derecededir. O da bu konuda elinden geleni yapacağını, döner dönmez merkezi yönetimle olsun, ilgililerle olsun konuyu görüşeceğini söyledi. İnşallah Irak doğal gazıyla ilgili de anlaşmalarımızı yapıp oradan kazan-kazan esasına göre hem onlar kazanacak hem de biz kazanmış olacağız."
"DEAŞ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN GERİLETİLMESİNDE ÇOK ÖNEMLİ ROLLER ÜSTLENDİK"
ABD'nin Suriye'de düzenlediği operasyonla DEAŞ terör örgütü lideri Kureyşi'nin öldüğünü duyurmasına ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Türkiye uluslararası barış ve istikrarın temini yolunda DEAŞ terör örgütü ve onun temsil ettiği çarpık zihniyetle mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor. Bu kapsamda uluslararası çabalara yaptığımız aktif katkılar var. Ayrıca gerek yurt içinde gerek sınır ötesinde gerçekleştirdiğimiz operasyonlar ve aldığımız önleyici tedbirlerle DEAŞ terör örgütünün geriletilmesinde çok önemli roller üstlendik." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu'nun etkin bir üyesi olarak da terör örgütüyle mücadelede uluslararası çabalara aktif katkı sağlamaya devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, uluslararası barış ve güvenliğin temini için tüm terör örgütleriyle ayrım yapılmaksızın mücadele edilmesi gerektiğine inandıklarını söyledi.
"BUNLARI HİÇ ÖNEMSEMİYORUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 Temmuz hain FETÖ darbe girişiminden sonra başını CHP’nin çektiği muhalefet partileriyle ülkemizdeki büyükelçilerin sıkı temasları oldu. Bu görüşmeleri 2019 yerel seçimlerinden sonra daha da sıklaştırdılar. Siz büyükelçilerin muhalefetle bu kadar sık görüşmesini, basına kapalı görüşmeler yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna da "Ben bunları hiç önemsemiyorum. Yani büyükelçiler gelmiş, belediye başkanıyla görüşmüş, belediye başkanıyla gitmiş balıkçıda balık yemiş, o onun seviyesinin ne olduğunu gösterir." yanıtını verdi.
"BÜTÜN ÇOCUKLARIMIZI, GENÇLERİMİZİ KUCAKLIYORUZ"
CHP'nin, Erdoğan'ın Trabzon mitinginde bir çocuğun kullandığı ifadeler üzerinden yönelttiği eleştirilerin ve geçmişte CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun Gezi Parkı olaylarında bir çocuk fotoğrafıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik "Kindar çocuk yetiştiriyorum. Haberin olsun." paylaşımı yaptığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Onların hepsi bizim çocuklarımız. Bizim tek önemsediğimiz husus evlatlarımızın kendilerine, ailelerine, vatanına, milletine faydalı olmalarıdır. Biz, onlar gibi çocuklarımıza layık olmadıkları yerleri asla yakıştıramayız. Biliyoruz ki çocuklarımız yarının umududur. Bütün çocuklarımızı, gençlerimizi kucaklıyoruz, hepsine sevgiyle gözümüz gibi bakıyoruz.
Trabzon'da bir evladımız sahneye gelmek için ağlayarak çok ısrar edince biz de yanımıza çağırdık. Kendisi o esnada mikrofonu kapıp bir şeyler söyledi. Esasında çocuk ne demiş önemli değil. Nihayetinde çocuktur. Ama bununla ilgili bir sürü şey konuşuldu. Onların öyle demesi, böyle demesi çok da önemli değil. Biz ne yaptığımıza bakacağız; bu ülkenin evlatları arasında hiçbir ayrım yapmadan yolumuza da aynı kararlılıkla devam edeceğiz."
"CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİYLE BİRLİKTE IRAK'TA YENİ BİR SÜREÇ BAŞLAYACAK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sınır ötesi terör operasyonlarda bir süredir Süleymaniye'ye ve Erbil'in güneyine kadar iniliyor. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi bu operasyonlara destek verirken HDP destek vermiyor. Tam tersi kınama mesajı yayınlıyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz bunu?" sorusu üzerine, şunları dile getirdi:
"Şu anda özellikle Irak'ta ve Irak'ın kuzeyinde Barzanilerin duruşu çok çok farklı. Ve bu duruşu Türkiye ile çok daha ortak, çok daha dayanışma içerisinde yürütüyorlar. PKK terör örgütüne karşı da farklı bir duruşları var ve bu farklı duruşlarını da her geçen gün ispat ediyorlar. Bu gelişte yaptığımız görüşmelerde de ben kendisinde bunu özellikle gördüm ve anlaşılan o ki cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte Irak'ta yeni bir süreç başlayacaktır. Bölge halkları terörden bıkmış durumda. Kim ne derse desin biz ülkemizin ve bölgenin güvenliğini, huzurunu, istikrarını tehdit eden terör örgütlerinin kökünü kazımakta kararlıyız."
"KIŞ KARTALI HAREKATI TERÖRİSTLERİN İNLERİNİ BAŞLARINA YIKMA İRADEMİZİN BİR ADIMI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin başarılı terörle mücadele operasyonları ve Kış Kartalı Harekatı'nın detaylarına yönelik soruya da şu sözlerle yanıt verdi:
"Kış Kartalı Harekatı da Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki teröristlerin inlerini başlarına yıkma irademizin bir adımı. Hem bu harekatta hem de bütün terörle mücadele operasyonlarında görev alan kahramanlarımızı kutluyorum.
Tabii bu operasyonlarla iyice köşeye sıkışan teröristler çıldırmaya başladı. Çaresizliğin verdiği bir sonuç olarak, kendi aralarındaki telefon konuşmalarında terör örgütü üyelerine 'herkes kendi başının çaresine baksın' diye talimat geçiyorlar. Ama hiçbiri kaçacak delik bulamayacak. Terörü kaynağında kurutmakta kararlıyız. Teröristlere sınırlarımız içinde ve dışında nefes aldırmıyoruz, aldırmayacağız."