İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Siyaset Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Irak başta olmak üzere oluşturduğu riskleri kaygıyla takip ediyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Irak başta olmak üzere oluşturduğu riskleri kaygıyla takip ediyoruz"

1620
GÖSTERİM
6 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Krizin son döneminde Irak üzerinden tekrar tırmandığını gördük. Yerinde Irak olarak seçilmiş olması manidar. Süleymani’nin Bağdat’ta öldürülmesinin Irak başta olmak üzere bölgenin huzur ve istikrarı açısından oluşturduğu riskleri kaygıyla takip ediyoruz" dedi.



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk ve Kanal D ortak yayınına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahmet Hakan, Buket Aydın ve Başak Şengül’ün sorularını yanıtlayarak gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin Irak’ta öldürülmesine ilişkin, “Irak’ta meydana gelen bu olay değil, bölge çok çok sıkıntıları yaşıyor. Ortadoğu kaynıyor. Bir taraftan bizler Suriye’de belirli sıkıntılar yaşıyoruz, Libya ile ilgili gelişmeler, bütün bunlarla uğraşırken, hemen bu olayın patlak vermesi düşündürücü. Böyle bir durum olur mu gibi birçok düşünceler var. Şu anda Amerika İran gerginliği çeşitli vukuatlar üzerinden tırmanıyor. Bu gerginliğin kontrol altında tutulması, azaltılması diplomasi usulüyle geride bırakılması için biz ciddi gayret gösterdik. Konuyla ilgili olarak batı ülkelerle yapılan görüşmeler var. Serinkanlı hareket edilmesi yönündeki telkinlerimiz dile getirdik. İşin bir yanında biz varız. Tüm gayretle uluslararası girişimlere rağmen Amerika-İran gerginliği arzu edilen şekilde çözüme kavuşturulması şuana kadar mümkün olmadı. Krizin son döneminde Irak üzerinden tekrar tırmandığını gördük. Yerinde Irak olarak seçilmiş olması manidar. Bu süreçte çatışma alanı haline getirilmesi, hem Irak’ın hem de bölgenin barış ve istikrarına zarar vereceğini taraflara söyledik. Astana sürecinde İran, Rusya beraber hareket ediyoruz. Bütün bunlarla beraber Irak’la 350 km sınırımız var, onlarla ilişkilerimiz, gerek tarih, gerek fiziki olarak var. Bütün bunlara rağmen Irak’taki bazı Amerika hedeflerine yapılan saldırılarla başlayan gerginlik, Kasım Süleymani’nin öldürüldüğü ABD operasyonuyla kritik aşamaya geldi. Yanındaki arkadaşlarıyla beraber, 10 kişilik heyet olarak Türkiye olarak bölgemizde biz dış müdahalelere karşı durduk. Bu saldırıyı da böyle değerlendirdik, arkadaşlarımı toparladım, gerek Cumhurbaşkanlığı olarak partim olarak gerekse Dışişleri Bakanlığı olarak açıklamalar yaptık.” diye konuştu.



“Süleymani’nin Bağdat’ta öldürülmesinin Irak başta olmak üzere bölgenin huzur ve istikrarı açısından oluşturduğu riskleri kaygıyla takip ediyoruz.” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu iş burada bitmeyecek bunu muhakkak takip eden bir süreç olacak. Hamaney’in yaptığı açıklamayı bir kenara atamayız. Trump 50 küsur noktayı tespit ettik, bir şey olursa buralara her türlü vuruşu yaparız, dedi. Tüm tarafların zarar göreceği bir noktaya gelmeden bu gerilimi bana göre kontrol altına alınmalı. Ortadoğu çok yoruldu, Ortadoğu sürekli olarak kan gölü haline getirilmek için ellerinden geleni yaptılar, yapıyorlar.”



Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede yaşanan olaylara ilişkin, “Barış Pınarı Harekatı’nda Amerika bölgede, ciddi silah yatırım yaptılar. Öbür tarafta Fırat’ın batısında Rusya, güneyde rejim, çok büyük desteklerle, çok açık net olmam lazım, geri duramam. İdlib gibi bir yerde 300 bini aşkın bizim sınırlara yükleniyor. Biz bunların altından nasıl kalacağız? Bu insanları kendi topraklarında iskan etmenin hesabını yapıyoruz ama kış mevsimindeyiz, Kızılay, AFAD elinden geleni yapıyor ama nereye kadar yapacak. Mevsim koşulları ne getirecek, ne götürecek? Biz insanı ve vicdanı adımları attık. Bu günde 10’u aşkın insan İdlib’te öldürüldü. Bizim amacımız ülkemiz ve bölgemiz için en olumlu sonucu ortaya çıkartmak. Bu adımları tespit etmek için uluslararası toplumla eşgüdüm halinde gereken gayreti gösteriyoruz. Göstermeye devam edeceğiz. Hasan ruhani ile yapılan görüşme var. İtidal tavsiyesinde bulundum. Irak Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşme var. Bunun yanında batılı ülkelerle, örneğin Macron’la yaptığım görüşme var. Aynı şekilde Katar Devlet Başkanıyla yaptığı görüşmeler var. 8’inde Putin buraya geliyor, burada bütün bu konuları bölgesel ve ayın zamanda Türk Akımı’yla alakalı konuları masaya yatıracağız.” ifadelerini kullandı.



Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Süleymani Irak’ta değildi, Irak üzerinden kendi ülkesine geçiyordu. Fakat bu bölgede Süleymani’nin sürekli olarak bulunduğu hepimizin malumudur. Onun görev alanı bu bölgedir. Suriye’den tutunuz, Irak, İran’dı bu bölgelerde görev yapıyor. Bu bölgeyi avucunun içi gibi bilen birisi. Hem istihbari noktada, hem de komuta olarak önemli görevler üstlenmiş. Burada bu tür insanın seçilmesi, bazı benzetmeler yapıyorlar. DEAŞ’ın başındaki kişiyle ilgili benzetmeler yapıyorlar, şimdi Kasım Süleymani aslında olayın onların heveslendiği gibi halifelik şeyinde olan bir insan değildi. O makamda sayılacak kişi Humeyni’dir. Komuta dediğimiz zaman o noktada şunu açık söylemeliyiz, Kasım Süleymani bu noktada kendini ispat etmiş, Humeyni tarafından istisnai bir değer verilmiş bir kişi. Bu noktada Amerika’nın onun seçmiş olması bölgede gerginliğin artmasına vesile olmuştur. Bir ülkenin devletin en üst kademesindeki bir komutanını tabi ki öldürmek herhalde karşılıksız bırakılmaz diye düşünüyorum. Buradaki seçicilik bana göre isabetli olmamıştır diye düşünüyorum. Bölgedeki gerginliği artıran bir adım olmuştur. Bizler Suriye’de hep anlattık, konuştuk. 33 bin tır buralara silah mühimmat araç gereç getirilip ücretsiz terör örgütlerine verilmiştir. Terörist gözüyle bakıyorsan, bunlara verilen desteği nereye koyacağız. Terörist diye değil de İran generali diye değerlendiriyorsan bunu nereye koyacağız. O akşam biz Trump’la görüşme yaptık. Bizim görüşmeden yaklaşık 4-5 saat sonra bu olay patlak verdi. Mesele herhalde hazırlanmıştı. O safhaya gelmişti. Bizler haberi o noktada haberi alınca bizde şok olduk. Böyle bir durumla karşıya karşıyayız. Özellikle ben kendisine İran’la gerilimin tırmandırılmaması tavsiyesinde bulundum. Bölgeye istikrar barış bunu getirelim dedim. Çok açık bir şey ifade edeyim. Türkiye sadece bölgenin istikrar adası değil, ayın zamanda bölgedeki istikrarın teminatıdır. Bu bilinçle davranıyoruz, sürekli diplomasiyle dikkat çekiyoruz. Diplomasiyle buradaki süreci çalıştırmalıyız.”



Libya ile yapılan anlaşmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bu işte derse çok çalıştık. Bu işin süreci bu dönemde değil, Başbakanlığım dönemine dayanır. Kaddafi dönemine dayanır. Orada kıta sahanlığı olayı buna dahil, Libya ile yapılan bugün anlaşmanın daha genişinin biz Kaddafi döneminde adımını attık. Fakat ömrü yetmedi. Ortada bu karışıklıklar var, bizimde tecrübemiz var. Bunu çözmemiz lazım dedik.” şeklinde konuştu.



Erdoğan şunları kaydetti:

“Bütün güvenlik kurumlarımız arasında eğitim ve öğretim konusunda teknik bilgi ve tecrübe konusunda bizim askerimizin görev koordinasyondur. Orada bir harekat merkezi, burada korgeneralimiz bulunacak. Oradaki süreci onlar yönetecekler. Şu anda peyderpey gidiyorlar. Şu anda yoğunlaşma biraz daha var. Muharip güç olarak bizim orada farklı ekiplerimiz olacak. Bunlar bizim askerimiz içinden değil. İşin koordinasyonunu üst düzey askerlerimiz, bunun içinde korgeneralimiz olmak üzere, onunla birlikte özellikle oradaki emir komuta zincirini elinde tutan gayet iyi yetişmiş ekiplerimiz olacak. Amacımız meşru hükümetin ayakta kalması ve oradan zaferle çıkması, kendi topraklarına sahip çıkması. Bizim anlaşmamız zedelenmeyecek. Bir yıl içerisinde süratle netice almak istiyoruz. Libya’da ateşkes sağlanmasına ve siyasi sürece geri dönmelerine yardımcı olmaktır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin amacı savaşmak veya savaştırmak değildir. Bir ana önce de anayasayı hazırlamaktır.”
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *