Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yerli Lityum Üretim Tesisi Açılış Töreni’ne canlı bağlantıyla katıldı. Erdoğan, açılışı yapılan tesisinin şehre, ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.
Türkiye olarak bir taraftan yeni tip koronavirüs ile mücadeleyi kararlı şekilde yürütürken yatırımı, üretimi, ticareti de kesinlikle ihmal etmediklerini belirten Erdoğan, bu tesislerin ne kadar önemli olduğuna vurgu yaptı.
Dünyanın pek çok ülkesinde ekonomiler durma noktasına gelmişken her gün yeni bir tesisi, yeni bir eseri ülkeye kazandırmanın heyecanını yaşadıklarını dile getiren Erdoğan, sadece aralıkta ulaşımdan, kültür ve sanata, tarımdan savunma sanayisine birçok yatırımın açılışlarını gerçekleştirdiklerine dikkati çekti.
"GEREKSİZ POLEMİKLERE GİRMEDEN HİZMET YOLCULUĞUMUZA DEVAM EDİYORUZ"
Kovid-19 salgınının ülke gündemini esir almasına, ülkeye yönelik çifte standartların kendilerini engellemesine izin vermediklerini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kuşkusuz zor günler, aynı zamanda eleme, elenme, ayrışma günleridir. Bugünler milletimizin gerçek dostlarıyla sahtelerinin, ikbal peşinde koşanlarla istikbal peşinde koşanların, siyaseti milleti için yapanlarla şahsi emelleri için yapanların tefrik edildiği zamanlardır. Bu süreçte herkes kimin ne olduğunu, kime hizmet ettiğini, hangi saiklerle hareket ettiğini tartma fırsatı buluyor. Biz kısır gündemlerin peşine düşmeden, gereksiz polemiklere girmeden hizmet yolculuğumuza devam ediyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye davamızla aramıza hiç kimsenin, hiçbir doğrudan ve dolaylı engelin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Aziz milletimizin desteği ve duasıyla 18 yıldır aralıksız sürdürdüğümüz hizmet mücadelemizi önümüzdeki dönemde de devam ettireceğiz."
"DOĞALGAZDA DIŞARIYA BAĞLILIĞI CİDDİ ORANDA AZALTMAYI HEDEFLİYORUZ"
Bu sene özellikle enerji alanında müjdelerle dolu bereketli bir yıl yaşadıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Akdeniz'de ve Karadeniz'de yaptığımız sondajların sayısı 9'u bulmuştur. Hep söylediğimiz gibi 'her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlardır.' Bunun için önce dünyanın en önemli sondaj ve sismik araştırma filolarından birini ülkemize kazandırdık. Ardından çalışmalara başladık ve hamdolsun nihayet ilk neticeye ulaştık. Karadeniz'deki Tuna-1 kuyusundaki keşfettiğimiz 405 milyar metreküplük doğalgaz rezervi ülkemiz için bir kırılma noktası olmuştur. Bu keşif etrafı enerji kaynaklarıyla çevrili ülkemizin gerçek potansiyelini ortaya koymuştur. Devamının da geleceğine inandığımız bu keşiflerle inşallah ülkemizin doğalgazda dışarıya bağlılığını ciddi oranda azaltmayı hedefliyoruz. Vatandaşımıza daha uygun fiyatlarla doğalgaz sunmanın yanında buradan sağlayacağımız döviz tasarrufuyla cari açık meselesinde de önemli bir avantaj elde edeceğiz.
Sadece hidrokarbon kaynaklarının değil, ülkemizin sahip olduğu diğer tabii ve yer altı zenginliklerini de ekonomimize kazandırmaya çalışıyoruz. Bizden önce yıllarca ihmal edilmiş bu stratejik alanda Türkiye'nin gerçek potansiyelini gün yüzüne çıkarmak için yoğun çaba içerisindeyiz. Bu çerçevede kurumlarımızın etkinliğini ve kapasitemizi arttırıyoruz. Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü kurulduğu 1935'den 2003 yılına kadar yaklaşık 70 senede yalnızca 3 milyon metrelik sondaj yapmıştı. Aynı kurum 2003 yılından bu yana yaklaşık 7,5 milyon metrelik sondaj gerçekleştirdi. Yani bizim dönemimizde 70 yılda yapılan sondajın yaklaşık 2,5 katı iş ortaya çıkartıldı."
Erdoğan, sadece son 4 yılda 4,4 milyon metre sondaj gerçekleştirilerek bu alanda tarihi bir rekor kırıldığına dikkati çekti.
2017 yılında 2 uçakla havadan jeofizik çalışmalarını başlatarak kısa sürede 920 bin kilometrekarelik alanı taradıklarını aktaran Erdoğan, bunu da karadan yapılan eski yöntemlere göre 100 kat daha hızlı ve 29 kat daha ucuz bir maliyetle gerçekleştirdiklerinin altını çizdi.
Yeraltı kaynaklarından da azami derecede istifade etmeye çalıştıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Özellikle bilhassa ülkemizin en stratejik yeraltı kaynaklarından olan bor madenine özel önem veriyoruz. Bugün nükleer uygulamalardan plastiğe, yakıtlardan elektroniğe, nano teknolojilerden otomotiv ve enerji sektörüne kadar hemen her alanda bor madeninden istifade ediliyor. Bu durum üretimimize de yansıdı. Mesela, 2002'de 436 bin ton olan rafine bor ürünleri üretimimiz, bu yıl aralık ayı itibarıyla yaklaşık 1,6 milyon tonu buldu. Bor ürünleri ihracatımız, 2002 yılında 186 milyon dolar iken, salgına rağmen bu rakam 2020'de aralık ayı itibarıyla 610 milyon dolara çıktı. Aynı dönemde Rafine Bor Ürünleri Kurulu kapasitemizi de 730 bin tondan 2 milyon 753 bin tona yükselttik. İnşallah önümüzdeki dönemde ileri teknoloji ürünleri başta olmak üzere bor minerallerinin kullanım yelpazesini daha da genişletmeyi planlıyoruz. Açılışını yaptığımız bu tesis, bu çabalarımızın en son örneğini teşkil ediyor."
"TÜM MOBİL CİHAZLARIN BATARYALARINDA BU LİTYUM KULLANILACAKTIR"
Türkiye'nin, dünya bor rezervlerinin yüzde 73'üne sahip olduğunu kaydeden Erdoğan, ülkede Balıkesir Bigadiç, Kütahya Emet ve Eskişehir Kırka'da bulunan bor yataklarının belli oranlarda lityum da içerdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, lityumun üretiminin geleneksel üretim teknolojileriyle ekonomik olmadığından bugüne kadar değerlendirilmediğini belirterek, şöyle devam etti:
"ETİ Maden, 3 yıldır yürüttüğü araştırma geliştirme çalışmasıyla bor üretimini, özellikle bu arada ortaya çıkan sıvı atığın içerisindeki lityumu geri kazanma noktasında yeni bir teknoloji geliştirdi. Böylece atıklardaki bor ve lityum alınarak lityum karbonat ve satılabilir bor ürünlerinin üretimi gerçekleştirildi. Tesisimizin tam kapasite devreye girmesiyle halihazırda tamamını ithal ettiğimiz lityum ihtiyacımızın inşallah yarıdan fazlasını karşılamış olacağız. Yerli lityum üretimi, yüksek teknoloji gerektiren ürünlerdeki yerlilik oranının da artmasını sağlayacaktır. TOGG otomobilinin pillerinde kullanılacak lityumu da yine buradan temin etmeyi planlıyoruz. Elektrikli otomobillerin yanında akıllı telefonlar, tabletler, dizüstü bilgisayarlar, elektrikli aletler dahil olmak üzere tüm mobil cihazların bataryalarında da bu lityum kullanılacaktır. Ayrıca tesisten temiz su elde ederek yeni su kaynaklarına olan ihtiyacı da azaltacağız. Yaptığımız yatırım sayesinde geri dönüşüm odaklı, insan ve çevre sağlığına duyarlı bir üretim modeliyle 440 bin metreküplük sıvı atığın yüzde 90'ını tekrar kazanmayı hedefliyoruz."
Türkiye'nin yeraltı kaynaklarından uzun yıllar boyunca yeterince istifade edememesinin sebebinin, bu yönde attığı adımların sabote edilmesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ülkemizin ekonomik, siyasi, askeri bakımdan güçlenmesini istemeyenler kimi zaman içerdeki piyonlarını kimi zaman da uluslararası yapıları kullanarak birçok projemizi daha başlangıç aşamasında akim bırakmıştır. Nükleer enerjiden hidroelektrik santrallerine, maden arama ve işletme faaliyetlerinden diğer yatırımlarımıza kadar ülkemizin potansiyelini harekete geçiren hemen her çaba organize bir saldırıya uğramaktadır." diye konuştu.
"ENERJİ PROJELERİMİZİN ÇEVRECİ MASKESİ TAKMIŞ VANDALLARCA ENGELLENMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, son 18 yılda enerjide dışa bağımlılığı azaltacak projelerin tamamında bu tür provokasyonlara ve engelleme girişimlerine maruz kaldıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bu olaylarda özellikle marjinal sol örgütler tarafından insanımızın çevre hissiyatının istismar edildiğini gördük. Bölücü örgütün ekolojik terörüne ses çıkarmayanlar Türk ekonomisine ve çevreye çok büyük katkı sunacak temiz enerji projelerimizi hedef aldı. Terör örgütünün eli kanlı militanlarını 'Yere izmarit dahi atmıyorlar.' diyerek şirin göstermeye kalkanlar, hidroelektrik santrallerimizi kötülemeye çalıştı. Batılı ülkelerin enerji ihtiyacını karşılamak için yıllardır kullandığı teknolojiler söz konusu Türkiye olunca hemen çevre düşmanı ilan edildi. Burada meselenin asla çevre ve ağaç olmadığını, asıl gayenin Türkiye'nin enerji yatırımlarının baltalanması olduğunu biliyoruz. Doğa, çevre ve yeşil gibi insanlığın ortak kavramlarının arkası karanlık birçok marjinalin operasyon aparatı haline getirilmesine izin vermedik, vermeyeceğiz. Türkiye'nin ve 83 milyonun tamamının faydasına olan enerji projelerimizin çevreci maskesi takmış vandallarca engellenmesine müsaade etmeyeceğiz."
Erdoğan, gelecek dönemde hem yeni yatırımlarla Türkiye'nin enerji ve hammadde bağımlılığını azaltacak hem de bu konunun gelecek için taşıdığı önemi millete çok daha iyi anlatacaklarını, vakitli ve etkili bilgilendirme çalışmalarıyla marjinallerin insanların zihnini bulandırmasına fırsat vermeyeceklerini belirtti.
ETİ Maden Lityum Üretim Tesisi'nin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, bu eseri Eskişehir'e ve ülkeye kazandıran Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını, Bakan Fatih Dönmez ve ekibi ile ETİ Maden İşletmesini tebrik etti, eserin inşaasına katkı veren işçisinden mühendisine herkese teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından tören alanında bulunanlar tesisin açılış kurdelesini kesti.