CHP Grup Başkanvekili, Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, ABD Başkanı Biden’ın, 24 Nisan’da Ermeni olaylarıyla ilgili “soykırım” nitelemesini kullanmasını şiddetle kınadıklarını vurgulayarak, “Biden’ın, 100 yılı sonra, Türkiye Cumhuriyetini kendi ülkesinin soykırım geçmişine ortak etme çabası, hadsiz , ciddiyetten uzak, seviyesiz bir açıklamadır” dedi.
Özkoç, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti olarak bir bütün halinde hareket etmenin önemini vurguladı ve “Hep birlikte sözde soykırım iddialarına karşı kendi tezlerimizi dünyada savunabilmeli, kendimizi doğru anlatmalıyız” dedi.
AK Parti’nin yanlış dış politikasının gelinen noktada etkisi bulunduğuna dikkati çeken Özkoç, “Mustafa Kemal Atatürk’ün özgürlük ve bağımsızlığı önceleyen dış politikasına geri dönmeli ve Türkiye’yi yeniden dünyada itibarlı hale getirmeliyiz” değerlendirmesini yaptı.
Özkoç, özetle şunları kaydetti:
“Türkiye Cumhuriyeti, herhangi bir devlet değildir. Kuruluşuyla birlikte, o günün Birleşmiş Milletleri olan, Milletler Cemiyeti’ne kendi başvurusu olmadan dahil edilmiştir. Lozan’da çözüme kavuşturamadığı boğazlardaki egemenliğini, 1936 yılında Montrö Sözleşmesiyle sağlamıştır. 1939’da silaha başvurmadan Hatay’ın anavatana katılmasını sağlamıştır.
1970’li yıllarda haşhaş ekim yasağını kaldırarak ABD’ye kafa tutmuştur.
1974 barış harekatıyla Kıbrıs’ta Türklere baskı ve zulmü ortadan kaldırmış, iki ayrı devlete giden yolu açmıştır. ABD’nin silah ambargosuna boyun eğmemiş, karşı misillemeyle ABD’yi geri adım atmaya mecbur bırakmıştır. 1980’li yılların ikinci yarısında, ABD Kongresi’ne sunulan sözde Ermeni Soykırımı tasarılarını, ABD’nin Türkiye’deki askeri ayrıcalıklarına kısıtlama koyarak, başarıyla püskürtmüştür.
“KONSTANTİNAPOLİS İFADESİ, BASİT BİR GAF DEĞİLDİR”
Bugün de ABD’nin asılsız, mesnetsiz sözde Ermeni Soykırımı iddiaları karşısında Türkiye, çaresiz değildir. Yeter ki devleti yönetenler doğru adımları atabilsinler. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ABD Başkanı Biden’ın 1915’te yaşanan acı olayları, soykırım olarak nitelemesini kabul etmiyor ve şiddetle kınıyoruz. Ayrıca ABD Başkanı Biden’ın yaptığı açıklamada, İstanbul’a "Konstantinopolis” demesi, basit bir gaf değildir. Bu, Türkiye’nin tapusu Lozan’ı yok sayıp Sevr hayalini tekrar canlandırma çabasıdır. Buna asla izin vermeyeceğiz.
Siyasetçilerin görevi tarihçiliğe soyunmak değil, iki millet arasında barış ortamının sağlanmasına ön ayak olmaktır.
ABD yanlış yapmıştır. Biden’ın, 100 yılı sonra, Türkiye Cumhuriyetini kendi ülkesinin soykırım geçmişine ortak etme çabası hadsiz, ciddiyetten uzak, seviyesiz bir açıklamadır.
ABD’ye Bülent Ecevit’in geçmişten gelen sesiyle TBMM’den cevap veriyorum; Gölge etmeyin başka ihsan istemez.
“YANLIŞ DIŞ POLİTİKA, ERDOĞAN’I, SESİNİ ÇIKARAMAYACAK BU NOKTAYA GETİRDİ”
Bugün geldiğimiz noktada, AKP’nin dış politikadaki, diplomasideki başarısızlığı da belirleyicidir. AKP iktidarının yönetimindeki Türkiye dış politikası, bölgedeki barışcıl gücünü, arabulucu pozisyonunu kaybetmiştir. Önemli aktörlerle diplomatik bağlarımız kopartılmıştır. Dış siyaset, devlet geleneğimizden, bürokrasimizden bağımsız, teraziler işletilerek, al gülüm ver gülüm politikasıyla yürütmeye kalkılmış, itibarımız ve güvenilirliğimiz zedelenmiştir.
İşçiye, çiftçiye, öğretmene, doktora, madenciye, esnafa, yoksula kükreyen Erdoğan, Ermeni soykırımı iddiası gibi önemli bir mesele karşısında, sesini bile çıkartamayacak noktaya getiren, bu yanlış dış politikadır. Ülkemizi içine soktukları tablodur ve çok üzücüdür.
Türkiye Cumhuriyeti olarak hep birlikte, bir bütün halinde, sözde Ermeni soykırımı iddiaları hakkındaki kendi tezlerimizi dünyada savunabilmek için çalışmalı ve kendimizi dünyaya doğru biçimde anlatmalıyız.
Türkiye mazlum ve tutsak devletlere örnek olmuş bir devlettir. Mustafa Kemal Atatürk’ün özgürlük ve bağımsızlığı önceleyen dış politikasına geri dönmeli ve Türkiye’yi yeniden dünyada itibarlı hale getirmeliyiz.”