İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Spor 'Futbol bütün ülkeler için devlet politikası olmalı'

'Futbol bütün ülkeler için devlet politikası olmalı'

1314
GÖSTERİM
3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Sakarya Büyükşehir Akademi Futbol Sosyolojisi Seminerleri derslerinin bu hafta gerçekleştirilen programına Türk spor basının önemli isimlerinden Serkan Korkmaz konuk oldu. Korkmaz, “Futbol dünyadaki bütün ülkeler için devlet politikası olmalıdır” dedi.
SAKARYA Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Büyükşehir Akademi’ çatısı altında düzenlenen Futbol Sosyolojisi Seminerlerinin bu hafta gerçekleştirilen programına Türk spor basınının önemli isimlerinden Serkan Korkmaz konuk oldu. Moderatörlüğünü Erdal Hoş’un yaptığı ve Ofis Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen buluşmada, futbol-televizyon ilişkisi farklı yönleriyle ele alındı. 1950’lerde başlayan ilişki Günümüzde futbolun sahibinin televizyon olduğunu ifade eden Erdal Hoş, “Futbol ve televizyon arasında bir işçi-işveren münasebetinin olduğunu söyleyebiliriz. Futbol-Televizyon ilişkisi 1950’lerde başlamıştır. Sinema ve futbol arasında olumlu bir ilişki yokken ve futbola yönelik filmler gişe yapmazken, televizyon için durum öyle değildir. 1954 Dünya Kupası başlamadan önce Almanya’da televizyon sayısı 11 bin. Dünya Kupası’nın televizyondan canlı verileceği ilan edilince bu sayı bir anda 85 bine çıkıyor” diye konuştu. Futbolun anatomisi bozuluyor Televizyon-futbol münasebetinin iyi başladığını fakat 1990’lardan sonra işin çığırından çıkarak oyunun tamamen televizyona ait hale geldiğini belirten Hoş, “Bugüne kadar dünyada aynı anda seyredilen ve en yüksek reyting alan televizyon programı 2002 Dünya Kupası’ndaki Brezilya-Almanya finali. Türkiye televizyon tarihinde ise bu rekor yine aynı şampiyonada oynanan Türkiye-Brezilya yarı final maçına ait. Bu olağanüstü güç bugün geldiği konumda futbolun anatomisini değiştiren bir halde. İspanya’da Uzakdoğu’ya televizyon ürünü satabilmek için bizim saatimizle 12.00’da maç oynuyorlar. Türkiye’de ısrarla akşam saatlerinde maçların oynanmasının sebebi de bu” ifadelerini kullandı. Futbolun patronu televizyon izleyicileridir Futbolun patronunun televizyon izleyicileri olduğunu söyleyen Serkan Korkmaz, “Futbola ekonomik, sosyal ve kültürel değerler üretme şansını veren kuşkusuz ki ona duyulan ilgi ve etrafında dönen paradır. Futbola sadece basit bir eğlence olarak bakıp yaşamak güzeldir ama sadece basit bir eğlence olarak kurgulamak yanlıştır. Futbol dünyadaki bütün ülkeler için devlet politikası olmalıdır. Geçenlerde Süper Bowl final maçı vardı. Bir maç oynandı ve sadece o gün 1 buçuk milyar tavuk kanadı ve 1 milyar dilim pizza satıldı. Sadece o gün evlere yiyecek dağıtmak için günlük 12 bin kişi istihdam edildi.” Futbol köprüleri Korkmaz, “Hollywood sadece sinema endüstrisinin kalbinin attığı yer değil. Hollywood dünyanın dizayn edilmeye çalışıldığı, büyük bir kültür emperyalizminin en önemli aktörü. ABD’nin kendi ordusundan daha büyük bir gücü. Aynı şekilde NBA (Ulusal Basketbol Ligi) ve NFL (Ulusal Amerikan Futbolu Ligi)’de öyle. Adamlar doğrusunu yapıyor. Bizim burada spor aracılığıyla dünyanın dört bir yanı ile kuracağımız köprülerin, elde edeceğimiz ekonomik, sosyal ve kültürel karşılıkların para ile hesap edilemeyecek boyutta olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *