Büyükşehir Belediyesi Aralık Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Duruş ve Onur Abidesi: Mehmet Akif’ konulu söyleşi ve imza günü programı ile devam etti.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Aralık Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Duruş ve Onur Abidesi: Mehmet Akif’ konulu söyleşi ve imza günü programı ile devam etti. Şehit Erol Olçok Anadolu Lisesi’nde gerçekleşen programa Yazar Yusuf Tosun konuk oldu. Söyleşide konuşan Yazar Yusuf Tosun, “Bizler Mehmet Akif’in şair yönünü biliyoruz. İstiklal Marşı’nın şairi, Çanakkale Destanı’nın ya da Safahat kitabının yazarı olarak tanıyoruz. Ancak Mehmet Akif’in en büyük şiiri nedir diye sorarsanız ne İstiklal Marşı ne Safahat ne de Çanakkale Destanı’dır derim. Mehmet Akif’in en büyük eseri bana göre onun kişiliğidir şahsiyetidir Mehmet Akif’in hayatına baktığımızda hem doğudan hem de batıdan izler taşıdığını ve bir yenilikçi olduğunu görüyoruz. Akif’in annesi oğlunun molla olmasını isterken babasının isteği daha modern bir okulda eğitim görmesi üzerineydi. Ataerkil bir toplum olduğumuzdan babasının isteği üzerine ilkokul, ortaokul ve lise tahsilatını İstanbul’un Fatih semtinde yabancı bir okulda gerçekleştirdi. Babasının ölümü üzerine ailesinin geçimini üstlenen Akif daha çok iş alanına sahip olan baytarlık mektebine giderek tahsilatını tamamladı. Bunların yanı sıra Akif, şiir ve yabancı dillere duyduğu ilgiyle bilinir. Fransızcaya ayrı bir ilgi duyan Mehmet Akif, yabancı edebiyat eserleriyle de ilgilidir” dedi.
Tosun sözlerinin devamında, “Mehmet Akif’in şiirlerinin neredeyse tamamı güncel olaylardan alınmıştır. Şiirlerinin o zamanın güncel olaylardan alınmasına rağmen günümüzde de evrensel bir mesaj verdiğini görüyoruz. Bu Akif’in şairlik ve şiir yönünün ne kadar çok kuvvetli olduğunun göstergesidir. Mehmet Akif, Çanakkale Cephesine girmeden, orada bulunmadan o atmosferi yazmış, günümüze aktarabilmiş usta bir şair ve yazardı. Ki nice şairler Çanakkale Cephesi’nde var olmasına rağmen Mehmet Akif’in kalemi kadar güçlü bir yazı ya da şiir elde edememiştir. Mısır seferinde olan Mehmet Akif’in aklı hep Çanakkale Cephesindeydi. Çanakkale’nin geçilemediğine dair bir telgraf geldiğinde ise Mehmet Akif duyumu aldığı geceyi Allah’a secdede geçirmiştir ve dudaklarında şu dua duyulmuştur; ‘Allah’ım canımı almadan Çanakkale Destanı’nı yazmayı bana nasip et’ Mehmet Akif o gece Çanakkale Cephesine gidemedi, o atmosferi göremedi belki ama yüreğinde hissettiği vatan sevgisi ile Çanakkale Destanı’nı yazabilen ulvi bir şairimizdir” diye konuştu.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *