Gazeteci Ardan Zentürk Diş Hekimliği fakültesinde söyleşiye katıldı.
Star gazetesi yazarı ve Türk televizyonculuğunun duayen habercilerinden Ardan Zentürk, Sakarya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğrenci Topluluğunun düzenlemiş olduğu söyleşiye konuşmacı olarak katıldı. Söyleşi öncesi SAÜ Diş Hekimliği Fakültesini ziyaret eden Zentürk, Dekan Prof. Dr. Hakan Akın’dan fakülte hakkında bilgi aldı. Prof. Akın, Diş Hekimliği Fakültesinin çok kısa zamanda büyük işlere imza attığını ifade ederek, “Hızla yapılanmasını tamamlayan fakültemiz, ağız ve diş sağlığı konusunda da en kaliteli malzemeler kullanarak Sakarya ve bölge halkına alanlarında uzman akademisyenler tarafından klinik hizmetleri veriyor. Artık hastalarımızın Kocaeli’ne, İstanbul’a gitmelerine gerek yok. Sakarya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi bu ihtiyaca cevap oldu. Eğitim ve klinik hizmetlerini bir arada yürüterek ağız, diş ve çene radyolojisi, diş ve çene cerrahisi, çocuk diş hekimi, ortodonti, protetik diş tedavisi, periodontoloji, endodonti alanlarında hizmet veriyoruz. Hastalarımızı öğrenciler ya da asistanlar değil bizzat hocalarımızın kendisi muayene ediyor. Bunu da bizi diğer hastanelerden ayıran en önemli fark olarak düşünüyorum”diye konuştu.
Her an her şeyi yapabilirler
Türkiye ve dünyadaki son gelişmeleri değerlendiren Ardan Zentürk, Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiği ifade etti. Zentürk, “Ülkemizi şu anda ipten alıyoruz. Sizlerin yaşamınızı garanti altına alabilmek için çok büyük bir riske girmiş bir yönetim anlayışı ve büyük bir çabayla karşı karşıyasınız. Yüz yıl önce bu ülkenin toprakları ve milleti üzerine kurgulanmış bir planını içinden tank geçirdik. Onlar kendilerine vadedilmiş toprakların hemen her an ellerine geçeceğini düşünüyorlardı. Karşılarında bu toprakların ve bu coğrafyanın gerçek sahibi olan Mehmetçikle karşılaştılar. Şu anda çıldırmış durumdalar. Her an her şeyi yapabilirler, zaten yapıyorlar” şeklinde konuştu.
Oded Yinon planı devrede
Gazeteci Zentürk konuşmasının devamında, “Bütün bu çabalar ve çalışmalar 1980 yılına dayanıyor. 1980 yılında Dünya Siyonist Kongresinin yayın organı olan Talimatlar isimli bir dergide esasında 4 sayfalık bir makale yayınlandı. Bu 4 sayfalık makalenin sahibi Oded Yinon diye bir adamdı. Esasında resmi evraklarda gazeteci olarak gözüküyor ama kendisi dönemin İsrail başbakanının da baş danışmanıydı. 1982 yılında itibaren, yayınlanan bu makale Yinon Planı olarak değerlendirildi. Oded Yinon, 1980 yılında yazdığı ve 1982 yılından itibaren de İsrail ve Siyonizm tarafından resmi el kitabına dönüştürülen bu makalesinde, İsrail’in gelecekteki güvenliği için etrafındaki bütün Arap devletlerinin ve Müslüman coğrafyanın şu veya bu yöntemle parçalanması gerektiğini ifade ediyordu. Bu 1980 yılında yazılmış ve 1982 yılından itibaren Siyonizm tarafından resmi olarak kabul edilmiş bir plandır. Soğuk Savaş yıllarının çok özel koşullarında yani 1991 yılında Sovyetler Birliği yıkılana kadar bu plan tam anlamıyla işlemedi. Ama 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin çökmesi ve tek taraflı bir güvenlik anlayışına doğru yönelmesi ile birlikte, Siyonizm ABD’nin ve AB üzerinden bu planını devreye soktu. Bugün Mehmetçiklerimizin gerek Irak ve gerekse Suriye’de şehit olmasını ve ülkemizin inanılmaz bir güvenlik sorunuyla karşılaşmış olmasında ana neden Yinon Planının 2003 yılından itibaren Irak üzerinde uygulamaya konulması ve Siyonizmin Ortadoğu halklarına karşı büyük bir saldırıyı gerçekleştirmesidir. Bunların planı açıktı, önce Arap, sonra da tüm Müslüman coğrafyayı yok etmek. Nitekim son 16 yıla baktığınız zaman karşımıza çıkan tablo çok nettir. Suriye, Irak fiilen Lübnan, Libya, Sudan ve Yemen’i yok ettiler. Bu bir tesadüf olabilir mi. Irak, Suriye, Sudan, Yemen, Libya şu anda büyük bir savaş içinde, iç savaş içinde ve milyonlarca insanlarını kaybetmiş durumdalar. Irak’ın parçalanması, Suriye’nin parçalanması hemen hemen fiilen tamamlanmış durumda. Ve dikkat edin, daha bu Arap coğrafyasını parçalarken yaptıkları ilk iş Türkiye’yi kuşatmak” dedi.
100 Yıllık Plan Sona Erdi
Savaş bölgesinde bulunan ülkelerden 18 yılda yılda 6 milyon Müslüman sivil öldürüldüğünü açıklayan Zentürk, “100 yıllık plan, Balfour Deklarasyonu ile başlamış ve bu bölgede suni bir devletin geniş bir coğrafyada kurulmasına sebep olacak, buna mukabil de Türk milletini buradan yok edecek bir plan bu. Bu plan soğuk savaş yıllarında işlemedi ama 91 yılında itibaren yürürlüğe girdi ve 2003 yılından bu yana da üzerimize geliyor. En son bundan 9 gün önce Akçakoca ve Ceylanpınar’dan Suriye coğrafyasına giren çocuklarımızın ve tanklarımızın, zırhlılarımızın ve hava kuvvetlerimizin sergilediği performans bir tek mesaj veriyor: 100 yıllık planınız sona erdi. Buraya kadar. Bu konu kapanmıştır. Artık bundan sonra bu coğrafyanın gerçek halklarının barışçı planları devreye girecek. Bu yüzyıllık planın son 14 yılında 8 trilyon dolar para harcandı. ABD bu planın Ortadoğu ve Afganistan ve Pakistan’da işe yaraması ve bir nevi güç kazanması için 8 trilyon dolar para harcadı. 2001 yılından 2019 yılına kadar 18 yıl içinde, Afganistan, kısmen Pakistan, Yemen, Irak, Suriye, Libya, Sudan ve bağlantısında Çad ve diğer bölgelerdeki huzursuzluklar dahil 18 yılda 6 milyon Müslüman sivil öldürüldü. Bu 6 milyon Müslüman sivilin büyük büyük bir kısmı çocuktur. Çocuklar özellikle hedef alınmıştır. Çocukların, şu anda Irak ve Suriye coğrafyasındaki çocukların eğitim imkânları ellerinden alınmıştır. Sağlık imkânları ellerinden alınmıştır. Her şeyleri ellerinden alındı. Eğer Türkiye Cumhuriyeti’nin Kızılay diye bir kuruluşu olmasaydı, eğer Türkiye Cumhuriyeti’nin STK’ları olmasaydı bugün Arap coğrafyasının kuzeyi olarak adlandırılan bizim sınırlarımızın bulunduğu bölgelerdeki bütün o yeni yetişen çocuklar aşısızlıktan, gıdasızlıktan ölmüş ve eğitim alamaz halde olacaklardı.
Hibrit savaşın en büyük cephesi medyadır
Şavasın en büyük cehpesi medya olduğunu belirten Ardan Zentürk, “21’nci yüzyılda savaşlar hibrit. Nedir hibrit savaş? Artık askerinizin bir cepheye gidip oradaki düşmanı yok etmesi yetmiyor. Çünkü savaş o değil. Artık savaş tamamen farklılaşmış bir şey. Hibrit savaşın en büyük cephesi medyadır. Çünkü medya üzerinden karşınızdaki toplumun beynini teslim alabilirsiniz. Bugünün işgalleri bir ordunun x bir yere girip y süre kadar orada kalması değildir. Artık 21 yy’da böyle bir şey mümkün değildir. Ama bir ülkeyi işgal etmenin en etkin yolu, medya ve sosyal medya üzerinden bu insanların beynine tecavüz etmektir. Beynine tecavüz etme kelimesini özellikle kullanıyorum. Çünkü toplumlar yürütülen bu kampanyalar çerçevesinde ya aptallaştırılıyor. Yahut da işbirlikçi kılınıyor. Karşılaştığınız her enformasyonu en az 3 kere kontrol edeceksiniz, en az. Çünkü yalanla iç savaş çıkartırlar. Bakın açık ve net söylüyorum. Öyle bir yalana ve dolduruşa gelirsiniz ki, en yakın arkadaşınızı öldürebilirsiniz. Bu kadar riskli bir çağdan geçiyoruz. Enformasyon çağında büyük bir saldırıyla karşı karşıyasınız. Asla güvenmeyeceksiniz. Karşılaştığınız her sorunu kurumsal medyadan kontrol edeceksiniz. Sosyal medyadan bir şey geldi. En basiti Google’a girip o şeyi birebir yazıp kaynağına bakacaksınız. Kontrol edin, dolduruşa gelmeyin. Çünkü enformasyon ve medya çağında bütün kanallar, bütün bu cepheler hibrit savaşın bir parçasıdır” dedi.
Söyleşinin ardından Ardan Zentürk’e Dekan Prof. Dr. Hakan Akın tarafından plaket ve hediye takdim edildi.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *