Avner Wishnitzer’in , Geç Osmanlı’da Saat ve Zaman : Alaturka Saatleri Okumak adlı kitabı raflardaki yerini aldı.
Avner Wishnitzer’in, 18. yüzyıl sonundan itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nda zaman kavramı ve araçlarında yaşanan değişimi, modernizm ve reform çabalarıyla da ilişkilendirerek incelediği bu çalışması Alaturka Saatleri Okumak İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.
Ercan Ertürk’ün çevirisini yaptığı Alaturka Saatleri Ayarlama adlı çalışma, 18. yüzyıl sonuna kadar kendi zaman kültürleri çerçevesinde kalan Osmanlı’nın bu tutumunun 19. yüzyılda küresel ekonomiyle giderek bütünleşmesi ve modern devlet inşası süreciyle birlikte nasıl değiştiğini, bu değişimin iktidar ve egemenlik mücadeleleriyle nasıl iç içe geçtiğini, nasıl sembolik değerler yüklendiğini irdeliyor.
Wishnitzer’in arşiv belgelerini olduğu kadar, şiirlerden öykülere, romanlardan anılara pek çok edebi kaynağı da kullandığı bu özgün ve sürükleyici çalışma 5 bölümden oluşuyor. Çalışma Zaman kültüründeki değişimin sosyal grupların meşruiyet arayışında bir arenaya dönüşmesini de çeşitli yönleriyle ele alıyor.
Çalışmada geçen ‘Zaman Disiplinine Sahip Öğretmenler’ başlıklı bölümde Osmanlı okullarındaki zaman yapısı şu şekilde ele alınıyor: “Geç dönem Osmanlı okullarındaki herkesi kapsayan zaman yapısına uymak zorunda olanlar yalnızca öğrenciler değildi; öğretmenlerin de özenle hazırlanan o çizelgelere uyması bekleniyordu. Örneğin İstanbul’daki rüştiye mekteplerinin iç idaresi hakkındaki talimat, öğretmenlere derslere belirlenen saatte girme ve ders süresi sona ermeden asla çıkmama yükümlülüğü getiriyordu. Ayrıca, belirlenen saatten on dakika geç gelen öğretmenler o gün hiç gelmemiş sayılıyordu. Bu durumda giremedikleri derslerin ücreti maaşlarından kesiliyordu. Geç kalmayı alışkanlık haline getirmiş öğretmenlerin (evkat-i muayyenesinden sonra gelmeyi itiyad eden muallimler) okul müdürü tarafından rüştiye okullarının bağlı olduğu idari kuruma bildirilmesi gerekiyordu.
Zaman yapıları, yukarıda açıklanan biçimde zaman cetvelleriyle belirlenirken içeriği de öğretim programlarında yer alan ders saati şemalarınca oluşturuluyordu. Bu programlarda ana hatlarıyla yer alan içeriğin gerçek anlamda aktarımı, yalnızca resmi onay almış ders kitaplarına dayanılarak yapılabilirdi.85 Daha önce açıklandığı gibi, her konu için haftalık belirli sayıda ders ayrılıyordu. İdadi mekteplerinin iç idaresi hakkındaki talimat haftalık programın düzenlenme biçimine ilişkin ayrıntılı açıklamalar da içeriyordu. Örneğin Fransızca ve Türkçe dışında, bir hafta içinde aynı konu hakkındaki iki ders arasında bir ya da en fazla iki gün olması öngörülüyordu. Türkçe ve Fransızcanın, günde iki saatten fazla olmamak kaydıyla, iki gün üst üste ya da iki ders saati üst üste okutulması mümkündü”
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *