İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Yaşam İsrail sorunu ve Gazze meselesi SAÜ'de tartışıldı

İsrail sorunu ve Gazze meselesi SAÜ'de tartışıldı

Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü ve Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünün düzenlemiş olduğu “İsrail Sorunu ve Gazze” başlıklı sempozyum, 7 Kasım 2023 Salı günü Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.

Sempozyum, Ortadoğu Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Tuncay Kardaş, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kemal İnat ve Sakarya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Özer Köseoğlu’nun yapmış olduğu selamlama ve açılış konuşmaları ile başladı.

Üç panelden oluşan sempozyumda, İsrail sorunu ve Gazze meselesi hem tarihsel hem de güncel gelişmeler etrafında sosyal, siyasal ve hukuki açılardan etraflıca tartışıldı.

Ru’ye Dergisi Editörü Prof. Dr. Ramazan Yıldırım, Gazzeli akademisyen Ebtihal Abu Jazar ve araştırmacı-yazar Zahide Tuba Kor’un yer aldığı ilk panelde İsrail’in Gazze’ye yönelik baskıcı politikaları tarihsel açıdan ele alındı. İsrail sorunu ve Filistin meselesinin uluslararası hukuk ve siyasi tarih açısından analiz edildiği ikinci panelde Prof. Dr. Ali Balcı, Prof. Dr. Davut Dursunoğlu, Prof. Dr. Yücel Acer ve Doç. Dr. İsmail Ediz söz aldı. SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Serdar Karagöz ve gazeteci İhsan Aktaş’ın konuk olduğu son panelde ise güncel gelişmelerin ardından İsrail sorununun dünya kamuoyundaki yansımaları ve Batı medyasının tutumu tartışıldı.

Ayrıca, Sakarya Üniversitesi’nde faaliyet gösteren birçok öğrenci kulübü, Gazze’de yapılan katliama dikkat çekmek için sempozyumun yapıldığı Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi’nin fuaye alanında stant açtı.

“Bizim neslin yaşadığı pişmanlığı gençlerin yaşamaması için bu tabloyu tersine çevirmek gerekiyor.”

Açılış konuşmasında, Filistin’de yaşanan insanlık dramının duygusal ve vicdani açıdan ağır yüküne değinen Prof. Dr. Tuncay Kardaş, bilim insanlarının katliamlar karşısındaki sorumluluğunu hatırlattı. Ayrıca İsrail’in insan haklarını hiçe saydığını ve savaş suçu işlediğini vurguladı.

Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kemal İnat ise sempozyumun, İsrail’in sistematik katliamlarına dikkat çekmek ve farkındalığın oluşturulmasına katkı sağlamak için düzenlendiğinin altını çizdi:

“Bugün yaşanan sorun, İslam dünyasının zayıflığının bir tezahürüdür. ABD, 45 İslam ülkesinin GSMH’sinin üç katı büyüklüğündedir. Bu tersine çevrilmedikçe İsrail bu zulmü her iki üç senede bir yapmaya devam edecek. Bizim neslimizin yaşadığı pişmanlığı gençlerin yaşamaması için bu tabloyu tersine çevirmek gerekiyor. Bu yüzden, boykot, bilinçlendirme ve katma değer üretecek çalışmalar oldukça önemli ve kıymetlidir”.

Sakarya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özer Köseoğlu ise yaptığı selamlama konuşmasında Gazze’de yaşananları kısaca değerlendirdikten sonra YÖK’ün ve Sakarya Üniversitesi’nin Filistinli öğrencilere olan desteğini yineledi.

“Aksa Tufanı Operasyonu İsrail’in yenilmezlik imajını yıktı.”

İsrail Sorunu ve Gazze meselesinin tarihsel ve sosyal bağlamını konu alan ilk panel, Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Tuncay Kardaş’ın başkanlığında gerçekleşti.

Ru’ye Dergisi Editörü Prof. Dr. Ramazan Yıldırım, sorunun Filistin sorunu değil aksine İsrail sorunu olduğunu ifade ederek Siyonist rejimin Gazze’ye yönelik projesini tarihsel açıdan değerlendirdi.

Panelin ikinci konuşmasını yapan Gazzeli akademisyen Ebtihal Abu Jazar, İsrail’in yerleşim politikalarını sayısal veriler üzerinden ele aldı. İsrail içinde yaşayan Filistinlilerin maruz kaldığı baskıları tarihsel açından detaylandırdıktan sonra Filistin halkının temel insan haklarından mahrum bırakılmalarının sonuçlarını tartıştı:

“Sadece 2022 yılında 750 bin işgalci yerleştirildi. Kudüs ve Batı Şeria’da 10 bin yerleşimci ünitesi onaylandı. İsrail, sadece 2022 yılında, 26 bin dönüm araziye el koydu, 222 sivili öldürdü ve 7 bin kişiyi tutukladı. Son bir yılda İsrail ordusu Kudüs, Batı Şeria ve Nablus’a 9 kez saldırı ve 262 kez Mescidi Aksa’ya baskın düzenledi. Hamas Direnişçileri Aksa Tufanı ile tüm bunlara tepki gösterdi.”

Araştırmacı yazar Zahide Tuba Kor ise İsrail’deki aşırı sağcı iktidarın politikalarını teolojik ve siyasal açıdan analiz etti. Mevcut hükümetin “yerleşimci tapınakçı Siyonist ideoloji” olarak tanımlanabileceğini ifade eden Kor, Hamas’ın 7 Ekim itibariyle başlayan saldırılarının İsrail’in yenilmezlik imajını büyük ölçüde yıktığını ifade etti:

“İsrail kayıp vermeye alışkın bir toplum değildir. Kısa sürede savaşları kazanmaya alışkındır. Ne zaman fazla kayıp vermeye başlarsa geri çekilir. Bu saldırılardan sonra Netenyahu’nun siyasi kariyeri bitmiştir. Hapse girmemek için savaşı uzatmaktadır. Bu savaş bittikten sonra İsrail meclisi Gazze’yi ilhak kararı çıkarabilir.”

“Sorun, Filistin sorunu olarak değil İsrail sorunu olarak adlandırılmalıdır.”

Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kemal İnat’ın başkanlığında yapılan ikinci panelde Filistin meselesi, siyasi tarih ve uluslararası hukuk açısından tartışıldı.

Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Davut Dursun uluslararası bir sorun olarak Filistin meselesini ortaya çıkaran faktörleri detaylı bir şekilde analiz etti. Filistin meselesinin komplike ve iç içe geçmiş sorunlar yumağı olduğunu ifade eden Dursun, konun tahlil edilebilmesi için Siyonizmin ve Siyonist ideolojinin küresel etkilerinin anlaşılması gerektiğini belirtti.

Konuyu uluslararası hukuk açısından ele alan Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Acer, sorunun Filistin sorunu değil aksine İsrail sorunu olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Acer, uluslararası hukuk kurallarının barışın tesis edilebilmesi için yeterli olmasına rağmen bu kuralları tatbik edebilecek bir uluslararası mekanizmanın olmadığını ifade etti:

“Kendine öngörülen sınırları çoktan aşmış olan ve Filistinlilere yaşam hakkı tanımayan bir İsrail görülüyor. Bu da sorunun İsrail sorunu olarak ele alınmasını gerektiriyor. Yani, açık ve net bir şekilde vurgulamak gerekiyor, ortada bir Filistin sorunu değil İsrail sorunu vardır.”

Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Balcı geçtiğimiz günlerde El-Ehli Baptist Hastanesi’nin bombalanmasının ardından Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail için yalan söylemesini odağına alarak bu ittifak ilişkisinin yeni boyutunun küresel uluslararası ilişkilere olası etkilerini tartıştı:

“The New York Times gibi gazeteler, İsrail’in hastane bombalamasını meşrulaştıran kanıtların yalan olduğunu açıkladı. Bu yalanlar sonrasında birçok devlet, Amerikan dünya düzenini daha fazla eleştirmeye başlayacak.”

İkinci panelin son konuşmasını yapan Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Ediz ise Sykes-Picot Anlaşması ve Balfour Deklarasyonu üzerinden Ortadoğu’da Yahudi devletinin kurulma serüvenini siyasal ve tarihsel açılardan analiz etti.

“Gazze’deki gazetecilerin fedakarlığı İsrail’in savaş suçlarını ortaya çıkarmak için delil olacak.”

İsrail katliamının dünya kamuoyundaki yankıları ve küresel medyaya yansımalarının tartışıldığı son panel ise Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nebi Miş’in başkanlığında gerçekleşti.

Üçüncü panelin ilk konuşmasını yapan Anadolu Ajansı Genel Müdürü Serdar Karagöz, çeşitli örnekler üzerinden medyanın İsrail ve Batı dünyası için araçsallaşmasını eleştirel olarak tahlil ettikten sonra Anadolu Ajansı’nın yaklaşımını ortaya koydu. Karagöz, ayrıca, Filistin genelinde 63 olmak üzere Gazze içindeki 23 Anadolu Ajansı muhabirinin işlenen savaş suçları karşısında delil toplama sürecine de katkı sağlayacağını ifade etti:

“Baskı altında İsrail’in hamlelerini meşrulaştırmaya çalışan ana akım batı medyası dışındaki bizler, ileride yargılanacak olan savaş suçları için delil topluyoruz.”

SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Gazze’de yaşanan son olayların ardından Amerikan hegemonyasının değerler bazında çöküşe geçtiğinin ve İsrail’in moral üstünlüğünü kaybettiğinin altını çizdi ve Türkiye’nin uluslararası arenada söylem ve diplomasi açısından gösterdiği çabayı vurguladı:

“Batı’nın demokrasi ve insan hakları konusunda ikiyüzlülüğünün ne derecede olduğunu naklen izlediğimiz bir süreçten geçiyoruz.”

Panelin son konuşması ise GENAR genel müdürü ve gazeteci İhsan Aktaş tarafından yapıldı. Aktaş, Filistin meselesinin batı ve batı dışı kamuoyunda nasıl telakki edildiğini ele aldı ve yaşanan son gelişmelerin ardından medyadaki hegemonyanın ve hakim söylemin çöküşe geçtiğini belirtti.

Üç panelden oluşan sempozyum Prof. Dr. Nebi Miş’in teşekkür konuşmasının ardından sona erdi.

Sempozyum boyunca Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi’nin fuaye alanında farkındalık yaratmak üzere birçok stant açıldı. Filistin hakkında bilgi yarışması, 8 boyutlu savaş sesi simülasyonu, resim ve fotoğraf sergisi, Filistin temalı hediyelik eşya kermesi ve imza panosu öne çıkan etkinlikler oldu. Sakarya Üniversitesi’nde faaliyet gösteren Ortak Akıl Öğrenci Topluluğu, Filistinli Öğrenci Topluluğu, Uluslararası İlişkiler Öğrenci Topluluğu, Ortadoğu Enstitüsü Öğrenci Topluluğu, İnsan ve Medeniyet Öğrenci Topluluğu ve Söz ve Kalem Öğrenci Topluluğu stant açan öğrenci grupları arasında yer aldı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *