İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Yaşam Mehmet Özgür Ekmekçi’nin Sarmaş Dolaş adlı kitabı raflarda

Mehmet Özgür Ekmekçi’nin Sarmaş Dolaş adlı kitabı raflarda

372
GÖSTERİM
2 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Mehmet Özgür Ekmekçi’nin yazdığı Sarmaş Dolaş adlı kitabı raflardaki yerini aldı.

Mehmet Özgür Ekmekçi’nin bitki âleminin görünmeyen yüzleri yazdığı Sarmaş Dolaş Destek Yayınları etiketiyle kitabevi raflarındaki yerini aldı. Duygularını açmakta, zaman zaman kendini bile tanımakta zorlanan insanın geçirmesi gereken, psikolojik ve ruhsal sınavların ironik bir şekilde anlatıldığı bu hikâyede; tarih boyunca güzel başlayan çiçek- insan ilişkisinin çağımızda geldiği son noktayı izliyoruz.

Kitapta insan ve hayvan haklarından sonra ilk defa çiçek haklarını ve insanın insandan sonra hayvanlara, ondan sonra da çiçeklere yaptığı soykırımı, doğa dostu botanikçi profesör, aktivist Tomris Karakoç’un ve toprağa giden yol arkadaşı ‘Uçurum Seven’in gözünden izliyoruz.

Arka Kapak Yazısı:

Doğa şaşırtıcı bir şekilde hayat dersleriyle doludur. Bedenimiz ise, onun ele geçirdiği terk edilmiş bir şehirdir sadece. Her insan da her şehir gibi toprağın üstünde dikilip bir ev bulduğunu sanır kendine önce. Sonra ismi bir taşın üzerine yazılmayı hak ettiğinde, kemikleri tıpkı bir harabenin sütunları gibi çayırlara uzanır yan yatar.

Ne zaman ki bir çiçek yavaşlayan bir dere gibi yumuşacık bir akımla göğüs kafesinin içinden yükseliverir, işte o an evine döndüğünü anlar insan, koca bir ömür dediği kısacık bir an olur. Kelimeleri yutkunan bir bebek gibi, özsuyunu yutkunan bir kelebekle bir göz göze gelişte anımsar. Anımsar nasıl da renkten renge girdiğini bir zamanlar aşkla, utangaç yüzünde lalelerin...

“Umarım benimle bu yolculuğa çıkarak neye bulaştığının farkındasındır?”

“İnan bana sadece senin varlığını ruhumda hissettiğim her bir an için bu yolculuğa çıkmayı memnuniyetle kabul ederdim. Senin gövdende hayat bulduğum andan beri ilk defa kavramanın ötesine uzanıyorum. Kendimi hiç bu kadar güçlü ve vahşi hissetmemiştim. Şunu bilmeni istiyorum ki; son nefesimde dünyayı senin yanında keşfetmekten daha büyük bir onur olamazdı. Sana bu çiçekli cennet kuşatması için çok teşekkür ederim.”
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *