İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Yaşam Prof. Şahin: “Edebiyat yapmak, sözü kısaltmaktır”

Prof. Şahin: “Edebiyat yapmak, sözü kısaltmaktır”

550
GÖSTERİM
3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Bursa “Bursa Edebiyat ve Yazı Akademisi’, Prof. Dr. Hatice Şahin’i edebiyata gönül verenlerle buluşturdu.

Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından ‘Edebî Şehir Bursa’ temasıyla düzenlenen ‘Edebiyat ve Yazı Akademisi’nin bu haftaki konuğu Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Şahin oldu. Tayyare Kültür Merkezi’nde yapılan ve ilginin hayli büyük olduğu programda, dil ve edebiyat arasındaki ilişkiye işaret eden Şahin, aynı zamanda milâttan sonra 7’nci yüzyıldan günümüze bilinen tarihiyle Türkçe dilinin edebiyatta nasıl kullanıldığını örneklerle anlattı. Dilin gücü ve Türk edebiyatının oluşumunda Türkçe’nin katkıları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Şahin, “Edebiyat dili, lisan ise kullanıldığı toplumu yansıtır. Bir milletin dilinin yolculuğu aynı zamanda edebiyatının da yolculuğudur. Dilin güçlü etkisi, kültür varlığının her yanında kendini duyurur. Toplum, dil, edebiyat, tarih, eğitim gibi kültürün her yöresinde en derin noktalarına kadar dilin damgasını taşır. Dil çepeçevre insan var oluşunun ana şartıdır. Dillerle ilgilenenler, dünyayı bilmenin ancak ve ancak dil vasıtasıyla olabileceğine, var olmanın şartının da içinde yaşadığımız dünyayı bilmek olduğuna dikkat çeker” dedi.

“Edebiyat boş lâf değil”

Edebiyatın oluşumu ve dilin edebiyat üzerindeki tesirlerinden de bahseden Şahin, “Edebiyat yapmak bir sürü boş lâf etmek, lâfı boş yere uzatmak demek değildir. Hatta edebiyat yapmak sözü olabildiğince kısaltmaktır. Bu kısaltmanın da bir sınırı yoktur. Son yıllarda henüz deneme niteliği taşıyan bir cümleden oluşan hikâyeler yayınlanmaya başlamıştır. Sanat dallarının birçoğu içinde belli standartlardan söz edilemez. Sanatı, edebiyatı belli kalıplara indirmek mümkün değildir. Böyle yapıldığında sanat nefes alamaz olur. Kalıplar içine konamayan edebiyat, dille oynanan bir oyun olarak görülür. Bu oyunun taşı, aracı da dildir. Dil temelde iletişim aracıdır. Ancak edebî metinlerde dil neredeyse araç olmaktan çıkarak amaca dönüşür. Elbette edebiyat metni okuru da bir tür iletişimde bulunmaktadır. Fakat bir edebiyat metni aynı zamanda okur tarafından çözümlenmeyi ve özümsenmeyi bekler. Bu kolay bir iş değildir. Okurun öncelikle edebiyat metninin şifresini çözebilmek için hazırlıklı olması gerekir. Üstelik bu tür metinlerde yazar, her şeyi dosdoğru söylemez. Okura da doldurması gereken önemli boşluklar bırakır. Şüphesiz bir metinde okura bırakılan boşluk çoksa o metnin çözümlenmesi dolayısıyla da özümsenmesi güçleşir. Ama okura hiçbir boşluk bırakmayan metnin edebîliği dolayısıyla da iyi bir metin olup olmadığı ayrıca tartışılabilir” diye konuştu.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *