İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Yaşam 'Şiddeti önlemek bizim elimizde'

'Şiddeti önlemek bizim elimizde'

1941
GÖSTERİM
4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
AK Parti Sakarya İl Kadın Kolları başkanı Zehra Hatipoğlu '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı uluslararası Mücadele günü' sebebiyle AKM önünde bir basın açıklaması yaptı.
SAKARYA Tüm Türkiye’de AK Parti Kadın kollarınca aynı anda gerçekleştirilen açıklamaya Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu ve AK Parti Sakarya Kadın Kollarındaki görevli kadınlar katıldı. Yapılan açıklamada kadına şiddetin kabul edilemez olduğunun bir kez daha altı çizilirken önlemenin de toplum bilinci ile sağlanabileceğine dikkat çekildi. İşte tüm AK Parti Kadın kollarınca yapılan ortak basın açıklaması; "İnsanlığın büyük bir kesiminin çok yönlü şiddete maruz kaldığı bir çağın kadınlarıyız. Yaşamımızın her alanı hak ve adalet mücadelesi ile geçmektedir. İçinde bulunduğumuz çağın olumsuz özelliklerine inat kadınlar olarak dünyayı güzelleştirmeye yönelik çabaların kaynağı da yine biz olacağız. Hayallerimizle yapabildiklerimiz arasında derin uçurumlar olmasına rağmen bizler yılgınlık nedir bilmiyoruz. Çünkü kadını Allah’ın emaneti olarak gören bir dinin mensuplarıyız. Bizi biz yapan değerlerin korunması ve güvence altına alınması ile insan hakları konusunda bir şeyler yapmış oluruz. Doğuştan farklı özelliklerle dünyaya gelmiş olmamıza rağmen eşit olduğumuz tek konunun insan haklarımız olduğunun farkına vardığımızda; başta şiddet olmak üzere pek çok problemimizi çözebiliriz. Hak ve adalet gibi özümüzde bulunan değerler toplum tarafından güvence altına alındığında bizler şiddete karşı amacımıza ulaşmış olacağız. Kadına yönelik şiddet, cinsiyet ayrımcılığına dayalı bir insan hakları ihlalidir. Kadına yönelik şiddet dünyada ve ülkemizde; eğitim, ekonomik durum, yaş ve yaşadığı çevreye bakmaksızın tüm kadınların ve dolaylı olarak toplumun etkilendiği bir durumdur. Şiddet bir insan hakkı ihlali olması ile birlikte; bireyi, aileyi ve toplumu derinden etkileyen bir hastalıklı ruh halidir. Kadının maddi ve manevi her yönden zarar görmesine ve hayatını insani koşullarda devam ettirememesine neden olur. Toplumun geleceğini oluşturan kadınlar ne yazıktır ki, türlü olumsuzluklarla karşı karşıya gelmektedir. Şiddet toplumun her kesiminde farklı durumlarda meydana gelebilmektedir. Kadına yönelik şiddet, cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranıştır. Bütün kurallara rağmen haksızlık, adam öldürme, şiddet ve terör geçmişten günümüze farklı düzeylerde devam etmektedir. En önemlisi, uygarlık geliştikçe ‘şiddetin azalacağı’ yolundaki görüşlerin aksine, şiddet farklı boyutlarda ve yoğunlukta bütün dünyada yaşanmaktadır. Kadına yönelik şiddet ile ilgili medyaya yansıyan haberlerin; konunun hassasiyeti sebebiyle kadınların yaşadıkları şiddeti ifade edemediğini biliyoruz. Medeni toplumlarda ‘şiddetin herhangi bir nedeni olmaz, olamaz!’ bizlerin vazifesi adaletli bireyin inşasındaki rolümüzün de farkında olmaktır. Adalet bireyden başlayarak toplumun geneline yayılmazsa; sonuçları itibariyle sadece şiddeti değil, her türlü hastalıklı tutumun yaygınlaşmasına neden olur. Kadın ve şiddetin birlikte anılması artık farkındalık oluşturmaktan ziyade; toplumun geleceği açısından olumsuz bir duruma neden olmaktadır. Öncelikli olarak her çocuğun annesini güçlü görmeye hakkı vardır. Ancak ekranlara yansıyan yüzüyle; şiddet mağduru kadın imajı ile özlenen ve beklenen kadın imajını oluşturmanın mümkün olmadığı düşüncesiyle hareket etmenin vaktinin gelmiştir. Şiddet bağlamında Kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi için toplumun her kesimine çeşitli sorumluluklar düşmektedir. Başta Aile olmak üzere; devlet kademeleri ve medyanın önemli görevleri bulunmaktadır. Bize düşen görev; pek tabidir ki bu mağduriyetleri ortadan kaldırmak olmalıdır. Ancak bununla beraber iyi örnekleri toplumda yaygınlaştırarak; kadının varlığına yaraşır temsil imkânını gözler önüne sermek asıl amacımız olmalıdır. İyi örneklerin toplumda yaygınlaşmasıyla beraber kötünün kendine yer bulamayacağı bir dünya düşüncesiyle yolumuza devam etmeliyiz. Kadın ve erkek arasında yaşanan şiddetin hiçbir biçimde hoş görülmediği bir toplum oluşturmak BİZİM ELİMİZDE!’’
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *