İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Yaşam Türkçe’nin Tanpınar’ı

Türkçe’nin Tanpınar’ı

1428
GÖSTERİM
2 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Sakarya Üniversitesi GSF Kültürel Çalışmalar Yüksek Lisans Programı kapsamında düzenlenen “Tanpınar Okumaları” etkinliklerinin bu haftaki konuğu  “Haz ve Günah” kitabının yazarı Osmangazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Şahin oldu. Bir edebiyat eserinde neyin anlatıldığı değil, nasıl anlatıldığının önemli olduğunu hatırlatarak konuşmasına başlayan Prof. Dr. İbrahim Şahin, Türkiye’de edebiyat eleştirmenliğinin, gazete köşe yazısı seviyesinden kurtulamadığı için eleştirilerin edebi değil, siyasi olduğunu söyledi. Tanpınar’ın hiç kimsenin değil, Türkçe’nin yazarı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şahin, yazarın eserlerindeki dilde, kendi hikayesini bulmanın mümkün olduğunu belirtti. Kitabında, Tanpınar’ın dilinin verdiği hazza vurgu yaptığını ifade eden Prof. Dr. Şahin, “Tanpınar, nesneleri uzun uzun şiirsel biçimde anlatır. Bu da kendisine bir haz verir. Dilden bir ütopya inşa eder. Bunun temelinde siyasi ideoloji vardır. Bütün bunların ortasında bir insan, bir eser ortaya koymak istiyorsa ister istemez gerçekliği imgesel olarak değiştirmelidir” diye konuştu. Tanpınar’ın algıyı taze tutmak için yüceltmeler yaptığını ifade eden Prof. Dr. Şahin, “Tanpınar bu yüceltmeleri, algıyı taze tutmak için kullanmıştır. Dil resmin kendisi değildir. Nesnelerin adı kural olarak yoktur, belirlenememiştir. Biz nesneleri adlandırdığımız için nesneler o adları almıştır.” dedi.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *