İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Yaşam Ünlü sanatçı Koçyiğit: “Karakter ne gerektiriyorsa onu yaşayarak oynadım”

Ünlü sanatçı Koçyiğit: “Karakter ne gerektiriyorsa onu yaşayarak oynadım”

19
GÖSTERİM
3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Türk sinemasını dünyanın farklı coğrafyalarından gelen gençlere daha yakından tanıtmak amacıyla düzenlenen etkinlikte, 22 ülkeden gelen 22 öğrenci, Türk sinemasının unutulmaz yıldızı Hülya Koçyiğit’le buluştu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün katkılarıyla düzenlenen programda, Koçyiğit, sinema hayatından kesitleri ve rol aldığı filmlerin yanı sıra, unutulmaz anılarını ve engin deneyimini genç katılımcılarla paylaştı.

Hülya Koçyiğit konuşmasının başında, Yunus Emre Enstitüsü’nün hayata geçirdiği Türk Sineması Yaz Okulu ile yurtdışından gelen yabancı öğrencilerin Türk sinemasını ve Türk edebiyatını tanıma imkanını bulacakları için bu daveti seve seve kabul ettiğini söyledi.

“Karakter ne gerektiriyorsa onu yaşayarak oynadım”

İlk sinema filmi deneyiminin Metin Erksan’ın Susuz Yaz filmi olduğunu söyleyen Koçyiğit, "İlk kez bir film setindeydim. Tiyatro sahnesi gibi değildi. Tamamen doğal bir sette ilk kez bir köy ortamındayım ve onlardan birisi olmam gerekiyordu. Metin Erksan yaklaşık bir ay benimle çalışmadı ve köylülerle kaynaşarak o yaşama adapte olmamı sabırla bekledi. Çekimlere ondan sonra başladık. Metin Erksan sayesinde bu ilk filmimde öğrendiğim ve hayatım boyunca uyguladığım şey, ‘mış gibi yapmamak’ oldu. Köylüymüş gibi değil bir köylü gibi olmalıydım. O günden sonra karakter ne gerektiriyorsa onu yaşayarak oynamak ve bu empatiyi geliştirmek üzerine çalıştım" dedi.

“Rolün elbisesini çıkarmalısınız yoksa ruhsal dengenizi koruyamazsınız”

Öğrencilerden gelen, ‘Bu kadar karakteri canlandırırken kendi karakterinizi korumayı nasıl başardınız?’ sorusuna cevap veren Hülya Koçyiğit, “Söyleyecek bir çok şey olabilir ama çok dürüst bir şey söyleyeceğim. Galiba çok şanslı bir insanım. 50’inci yılımızı geçtiğimiz günlerde kutladığımız eşim, mesleğime olan saygıma öyle büyük bir hayranlıkla saygı duydu ki beni özgür bıraktı. Seçimlerimde, yaşamımda, düşünce biçimimde ve davranışlarımda bana hep hoşgörüyle yaklaştı. Evliliğimizin çok başında, ‘en büyük hayranın benim o nedenle mesleğine ve onu yapış biçimine saygı gösteriyorum’ demişti. Bir çok karaktere girip o karakterin etkisinde kalıp zaman zaman buhranlar geçirip kendi iç dünyamda yaptığım kavgaları anlayışla karşılayan bir yuvanın içinde olmam benim en büyük şansım oldu. Bu benim en dürüst itirafım. Oyunculuk sadece duygudan ibaret değildir. Yüzde 50 duygu yüzde 50 teknik yaklaşmak gerekir. Evinize gittiğinizde rolün bütünüyle elbisesini çıkarmalısınız yoksa ruhsal dengenizi koruyamazsınız” dedi.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *