‘Seslenen Adam’ adıyla internette fenomen haline gelen Engin Dal, ilk kitabı ’En Sevgili’den Ey Sevgiliye’ ile sevenlerin karşısına çıktı. Küresel bir şirkette proje yöneticiliği yaparken istifa edip şiire ve radyo programcılığına yöneldiğini belirten Dal, "25 yıllık şiir serüvenimin ilk kitabını yazdım. Profesyonel iş hayatıma veda ederek sadece sanatla uğraşmaya karar verdim" diye konuştu.
Okuduğu şiirler ve radyo programcılığıyla tanınan Engin Dal’ın, ’şiirsel yazıtlar’ olarak tanımladığı ilk kitabı Destek yayınevinden çıktı. Kitabı tüm kitapçılar ve internet satış noktalarından temin edilebileceğini anlatan Dal, "İlk iki haftada çok güzel bir satış grafiği yakaladık. İkinci baskıya hazırlık aşamasına geldik. Bu muazzam bir gelişme. İlkokul yıllarından bu yana şiire hep ilgim oldu. Çünkü; aklı, mantığı aşıp bizi ruhumuzun başka katmanlarına götüren bir sanattır şiir. Bir romanın anlattığından daha fazla duyguyu bazen tek bir dize ile hissederiz ruhumuzun derinliklerinde. Böyle olduğundan şiir ve şiirsellik hep yanı başımızda olmalı kanımca; güne başlarken, otobüste, metroda, vapurda giderken ve gece yatarken biraz şiir, iyi gelecektir varlığımıza. Radyo programcısı ve mikrofona olan tutkumdan dolayı Seslenen adam ismiyle amatör ruh, profesyonel bakış açışıyla sosyal medyada okuduğum şiirler çok beğenildi. Karma Türkiye radyosunda yaptığım şiir programı ile dinleyicilerim arasında çok güçlü bir bağ oluştu. Uzun yıllara dayanan şiir geçmişinin ardından yazdıklarımı kitaplaştırmak istedim. Bundan 3 ay öncesine kadar Türkiye’nin önde gelen bir şirketinde önemli bir pozisyonda çalışıyordum. Yıllarca sanata olan misyonum ve ilgim dahilinde sadece sanata kanalize olmaya karar verip istifa ettim. En büyük nedeni ise, kötü haber zaman uçup gidiyor. İyi haber pilot sizsiniz. Çünkü inanç benim süper kahramanım. Artık kendimi ’mikrofona ve şiire adadım’ diyebilirim. Şiir, sesimin, bedenimin ve kalbimin uzantısı" ifadelerini kullandı.
"Nasıl Nazım’ın Vera’sı varsa benim Veram da bu şiirleri yazdığım kişi"
Kitaba adını veren en sevgilinin bir erkek, ey sevgilinin ise bir kadın rolünde olduğunu aktaran Yazar Dal, "Hayatım hep siyah ve beyaz üzerine kurulu. Ya en ya da hiç var. Gri tonları sevmiyorum. Hayatınızın en önemli 2 günü; doğdunuz gün ve neden doğduğunuzu anladığınız gün sanırım. Özgür irademle yaptığım tercihlerimi şartlara, zemine ve çıkarlarıma uyup uymadığına göre değil, doğru bildiğimi hayata geçirmek konusundaki kararlılığıma referansla yaşadım. Bu minvalde evet, kalemin mürekkebinden kelamı satırlara düşüren ’aşk’ın sahibi ey sevgili. Yaşadığımız acı tatlı her şey aynı zamanda esin kaynağımız da oluyor. Kitaptakiler duygularımın en nirvanasını yaşadığım bir içsel nükleerin ete, kemiğe bürünmesiyle yazılmış şiirler ve deneme yazıları. Nasıl Nazım’ın Vera’sı varsa benim Veram da bu şiirleri yazdığım kişi. Neyi en zirvesinde yaşıyorsanız ona yazarsınız. Kitapta hem Engin Dal’ın ey sevgilisine yazılmış şiirleri okuyacak hem de en sevgiliden Engin Dal’a yazılmışları da göreceksiniz" şeklinde konuştu.
Kapitalizm ölü şairleri daha çok seviyor
Yayınevlerinin satış kaygısı nedeniyle yeni şairlere, yazarlara yeterince fırsat verilmediğinden yakınan Şair Dal, "Maalesef sosyal medya ve popüler kültür ölü şairlere-yazarlara daha çok kıymet veriyor. Satış kaygısı ve kapitalizm bir ölü şairler mezarlığı oluşturdu. Bu mezarlığa yeni şairlerin dahil olmasını istemiyor. Geçmişte kitabını çıkartacak yayınevi bulamayan yazarlar, (Oğuz Atay - Aziz Nesin) 2018 -2019 yılında birden pazarlama atağı ile popüler hale getirildi. Maalesef sorgulayıcı araştırmacı bir toplum değiliz. Yeni şairlerin eserlerini bile Can Yücel diye paylaşıyoruz. Hem Can Yücel’e hem de gerçekten o şiirleri yazan kişiye haksızlık ediyoruz. Kitabımda şairler mezarlığında çok dolaştım. Hepsine de bir dua okudum. Hepsinden de esinlendim. Tek istediğim gelecek kuşaklara Şem-s (Tebrizi) olacak satırlar bırakmak ve kendime bu mezarlıkta bir yer bulmak" diye konuştu.
"Aşk’ı tene indirgemeden çok değil güzel ve şiir gibi sevin"
Yazar ve şair Dal, "Evrene vereceğiniz son nefese kadar bir tane dahi olsa bir hikayeniz olsun. Hayat, ana rahminden, son an’a kadar bize bahşedilmiş tek kurşunluk, nasıl tercih etiğimizle şekillendirdiğimiz muazzam deneyimler kazandığımız bir süreç. Ben bu süreci her şiir okuyuşumda sesime doğum yaptırarak çocuklar biriktirdim. Ve her çocuk bana nasıl bir ebeveyn olmam hususunda rehber oldu" dedi.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *