İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Eğitim SESAM'da 'Yeşil Ekonomi ve Dönüşüm' Tartışıldı

SESAM'da 'Yeşil Ekonomi ve Dönüşüm' Tartışıldı

1925
GÖSTERİM
4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Sakarya Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (SESAM), yeni bir konuyu tartışmaya başladı.

Güncel konularda program yapan Sakarya Üniversitesi SESAM, bu haftaki programda sürdürülebilirlik, iklim değişikliği, yeşil ekonomi ve mevcut düzenin nasıl dönüşeceği üzerine söyleşi gerçekleştirdi.

SAU_SESAM YouTube kanalında yayımlanan programın moderatörlüğünü SESAM Müdürü Prof. Dr. M. Çağlar Özdemir yaparken konuklar Doç. Dr. Hakan Yavuz ve Doç. Dr. Ahmet Y. Ersoy oldu.

Dijitalleşme, iklim değişikliği, mevcut iktisadi yapının yeniden dönüşümü konularının yanı sıra Sürdürülebilirlik konusunun 80’li yıllardan bugüne kadar güncelliğini koruduğunu belirten Prof. Dr. Özdemir, pandemi ile birlikte daha da ön plana çıktığını söyledi.

Gelecekte bizi nasıl bir dünya bekliyor?

Yeni kapitalizm tanımlamaları, iklim değişikliği, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik çerçevesinde dünyayı neler bekliyor sorusuna cevap aranan programda konuşan Doç. Dr. Ahmet Y. Ersoy, iklim değişikliği ile ekonominin birbirleri ile ilişkili olduğuna dikkat çekti.

90’lı yıllarda iklim değişikliğine yönelik olumsuz raporların ortaya çıkması ile çevre, bir üretim unsuru olarak değerlendirilmeye başladığını söyleyen Ersoy, “Çevre konuları, bizim ticarette ‘görülmez engeller’ olarak tanımladığımız duruma doğru gidiyor. Bu ne demek? Paris antlaşmasını kabul eden Avrupa Birliği üyesi ülkeler, diğer ülkelere diyor ki, bize bir ürün satmak istiyorsanız, karbon ayak iziniz bizler tarafından değerlendirmeye alınacak. Bu da kapitalist ticarette görülmez bir engel olarak karşımıza çıkar. Bugün ülkemizde, benim daha önce bilmediğim, deniz kirliliği olarak düşündüğüm, ama canlı bir organizma olan deniz salyası ortaya çıktı. Türkiye, deniz tarımı da yapan bir ülke. Dolayısıyla hem deniz tarımı hem de lojistik olumsuz etkilenecek. Çünkü üretimi sürdürmemiz için ihtiyaç duyduğumuz ham maddeyi de daha az karbon emisyonu kullandığımızı göstermemiz gerekecek. Bunun için alt yapının değişmesi gerekecek gibi düşünebiliriz. Öte yandan ortaya çıkan sanal paralar, Bitcoin madenciliği yapılması da küresel ısınmayı olumsuz etkileyen faktörlerden biri olarak görülmekte” ifadelerini kullandı.

“Sorun vergi toplamak değil, çevreci yatırımların azlığı”

Programda konuşan Doç. Dr. Hakan Yavuz ise Türkiye’de vergilendirme konusunda da çevrenin öne çıktığını vurguladı. Yavuz, “Türkiye tarihine baktığımızda çevresel etkileri azaltmaya yönelik her girişimimizde ekonomik kriz ile karşı karşıya geldiğimizi görüyoruz. Yine de maliyetine rağmen bu dönüşümü sağlamamız gerekiyor. Vergiler açısından değerlendirdiğimizde Türkiye’de ciddi bir çevre vergisi ödeniyor. Bu doğrudan çevre vergisi olarak değil, Motorlu Taşıtlar Vergisi, akaryakıttan elde edilen vergiler olarak adlandırıyoruz. Bu vergileri topladığımızda çevre vergisi yüksek olan beşinci ülkeyiz. Vergi toplamada Türkiye’de vergi toplamada bir sorun yok, bizim sorunumuz kamusal ve özel alanda yapılan çevre yatırımları ile kişi başı çevre harcamalarıdır. Bundan sonraki süreçte daha çevreci bir üretime ihtiyacımız var, maliyeti yüksek olsa da” ifadelerini kullandı.

2020’de hız kazanan “Yeşil Yeni Mütabakat (Green New Deal)” dönemini, 1960’larda ortaya konan “Yeni Mütabakat (New Deal)” dönemi gibi kaçırmamamız gerektiğini vurgulayan Özdemir, “Kapitalizm yön değiştiriyor. Çevresel faktörlerden bağımsız bir yapının düşünülmesi artık mümkün değil. Türkiye’nin günübirlik gündemleri bizi geleceği inşa etmemiz konusunda zorluyor. Gelecekte varlık gösterebilmenin yolu bugünden öngörülü tartışmalara katılıp programlar kurabilmekten geçiyor” şeklinde konuştu.

Özdemir, Türkiye’nin kirlilikle mücadelesinde topyekûn bilinç oluşturulması ve sürdürülebilir bir ekonomi için kapsamlı ve etkin tedbirlerin alınması gerektiğini de vurguladı.

Programın tamamını SAÜ SESAM Youtube kanalından izleyebilirsiniz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *