İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Güncel Sebahattin Aydın 'Diri diri yakılıyorlar'

Sebahattin Aydın 'Diri diri yakılıyorlar'

Sakarya Üniversitesi Genç İnsan Hak ve Hürriyetleri Topluluğu tarafından “Ümmetin Sahipsiz Evlatları Arakan” adlı seminer düzenlendi.
SAKARYA - Sakarya Üniversitesi SAÜ Hukuk Fakültesi Sabahattin Zaim Konferans Salonunda gerçekleşen seminer Sakarya İHH İnsani Yardım Derneği Başkanı Sebahattin Aydın, Yetim Vakfı Basın ve Sosyal Medya Sorumlusu Sefa Kutlu ve öğrencilerin katılımı ile başladı. İçinde bulunduğumuz dönemi ‘zulüm çağı’ olarak niteleyen Sebahattin Aydın, “Zihnimizi yokladığımız zaman 1978’de Afganistan’da başlayan zulüm var. Ardından Çeçenistan’ı, Bosna’yı, Irak’ı dinlemeye başladık. Canlı yayında savaş izledik. 2. Irak Savaşında hapishanede Müslümanların çarmıha gerildiği fotoğrafları ve videoları Müslümanların izzeti ile oynamak adına yayınlandığını gördük. Şimdi Suriye, Mısır, Libya, Orta Afrika, Libya, Yemen, koleradan ve açlıktan ölen insanlar ve Arakan var” dedi. Zulüm sona ermeli Arakan’da yaşanan vahim olayları anlatan Aydın, şunları söyledi: “Diri diri yakılıyorlar. Sosyal medyada bölgeden gelen görüntüleri hepimiz izliyoruz. İşte böyle bir zulüm çağında yaşıyoruz. İyi ihtimalle zulüm olduğunda bu meseleyi dert ediniyoruz. Yaklaşık bir asırdır Budist saldırıları ile mağdur edilen mazlum Arakanlı Müslümanlar ilk defa ülkemizin gündemine 2012 yılında karşı karşıya kaldıkları katliamla gelmiştir. 2017 Kurban bayramı öncesinde Arakanlı Müslümanlar yeniden Budist saldırılarına maruz kalmış, yaşanan olaylarda 4 binin üzerinde ölü, 5 bin yaralı vermiş, yüzlerce köy yakılmış, binlerce cami, işyeri, medrese ve ev kullanılamaz hale getirilmiştir. Yaşanan tüm bu mezalimin sonucunda 600 binin üzerinde Müslüman Arakanlı yaşam alanlarını terk ederek çetin bir yolculuk sonucunda Bangladeş’e göç etmek zorunda kalmıştır. Bu yolculuk esnasında çok sayıda insan özellikle ‘Naf Nehrini’ geçerken ölmüştür. Sağ salim Bangladeş’e ulaşabilenler ise bu sefer barınma, gıda, sağlık benzeri en temel insani yaşam koşullarından uzak kalmıştır. Bu durum bölgeye gelen Arakanlı Müslümanlara yönelik acil yardım kampanyalarını zaruri hale getirmiştir. Destek olalım Biz de Sakarya Üniversitesi akademik ve idari personeli olarak, bölgede yaşanan Mazlum Müslüman Arakanlılara yönelik göçün yoğunluğu ve yaşamın çetin koşulları nedeniyle yapılması ‘sağlık, gıda, barınma, hijyen ve nakdi’ yardım çalışmalarına destek olmak amacıyla insani yardım kampanyasına katkılarınızı bekliyoruz. Yapılan yardımlar Sakarya İHH İnsani Yardım Vakfı ekipleri olarak Kasım ayının son haftası içerisinde bölgeye ulaştırılacaktır. En güvenli göç yeri Bangladeş İlk görev yerinin Arakan olduğunu ve ilk defa bir çatışma bölgesine gittiğini aktaran Yetim Vakfı Basın ve Sosyal Medya Sorumlusu Sefa Kutlu, şunları söyledi: “Arakanlı Müslümanlar için en güvenli göç yeri Bangladeş. Bangladeş yüzölçümü olarak Türkiye’nin yarısı kadar, nüfus olarak ise 3 katı fazla olduğu için Müslümanları biraz çekinceli alıyor. Ama bölge halkı Müslüman olduğu için elinden gelen yardımı esirgememeye çalışıyor. Arakan’a yardımlar ancak Bangladeş üzerinden ulaştırılabiliyor. Oraya gittiğimizde kamufle olmak zorundaydık. Çünkü orda istihbaratçılar kaldığımız otelleri basıp ve bize engel olmaya çalışıyorlardı.” Bölgedeki hükümetin Müslümanların nüfusunu azaltmaya ve göç etmelerine yönelik politika izlediğini söyleyen Kutlu, Arakanlıların yaşadıkları sorunları anlattı. Kutlu, “Yaşam koşullarından dolayı göç etmek isteyen Arakanlılar, ellerinde kalan değerli eşyaları satarak bir kayık kiralıyorlar ve Naf Nehri’nden Bangladeş’in sınır bölgesine geçmeye çalışıyorlar. Sınır bölgesine ulaştıktan sonra kamplara yol alıyorlar ve orada yaşamaya başlıyorlar. Sadece pilav ve bölgeden gelen kuru gıda yardımları ile geçiniyorlar. Nüfusun yarısını çocukların oluşturduğu kampta, şu anda bulaşıcı hastalıklar yayılmaya başladı” ifadelerini kullandı. Program, yapılan söyleşinin ardından sona erdi.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *